KADINDAN LİDER OLUR MU?

Ne kadınlar gördüm aslında yoktular..
Attila İlhan, Böyle Bir Sevmek

Yine klasik bi öğle arası. Açlıktan ölüyorum. Zaten son üç gündür doğru düzgün hiç uyumamışım. En bilimselinden gece mesailerine devam. Yaz, çiz aynı şey. Hipotezimi ispatlayamıyorum. Kaç geceyi daha düşünce mezarlığına gömmek gerekecek bilemiyorum. Zihnimin editörlüğünden yoruldum. Ruhum kazan kaldırdı.

Açım. Çok açım. Bir şeyler atıştırmak için zaman yok ama. Her öğlen olduğu gibi zorunlu eğitim saatine katılmak zorundayım. Bir konferans dinlememiz gerekiyor. KONFERANS! Serde aslında çıkıp gitmek var ama zorunlu olarak kalmak gerekiyor. Sağım da AYS, Solumda Ateş mehter takımı edasında yürüyoruz. Önümüzde, sıcağa inat 100 metre koşucusu edasıyla yürüyen Hamile Kadın'a bakıyoruz. Sürekli Ada'mızla konuşuyor. Oysa AYS'da hamile. Efe'miz henüz fasülye oğlan. Bana kızıyor oğlumuz deyinde. Efemine olsa sevmeyecek misin diyor? Gülümsüyorum. AYS'ın Efe'si olacak biliyorum. Zihnimin sayfalarını çeviriyorum, günlük sohbetsizliklerde. Her nöron geçişi, aklımda sakladığım kuyruğu birbirine deymeyen tilkiler. Sessiz sessiz ilerlerken...

Ateş son sevgilisini anlatmaya başlıyor. "Adı ne?" diyeceğim. “Kremini” diyecek diye ödüm patlıyor. "Saçı ne renk?" diyorum. "Buyur" diyor?! Kızın diyorum saçı ne renk? Yüzüme bakıyor. Kırmızı mı? diyorum. Etrafımdaki kadınların hepsinin saçı kırmızı çünkü. Bu yılın alameti farikası bu herhalde diyorum. Kırmızı! Ateş yüzüme bakmayı sürdürüyor. Hııı diyor. Saçları kırmızı. Kızılşın yani diyorum. Ama saf kan kızıl diyor. AYS! Öfkeyle ikimize birden bakınca Ateş söylediği tüm cümleleri bir çırpıda yemek niyetine yuttuyor. Bu arada AYS’ın saçları da kırmızı. Kızıl ötesine geçelim diyorum. Efendim diyor Ateş. AYS süperego modunda ikimize de bir bakış atıyor. Solandaki yerimizi almaya hazırlanırken elimize küçük not kağıtları tutuşturuluyor kapıda. Ateş’in Kızılşın’ını, Ben’im tilkilerimi, Hamile Kadın'ın Ada'sını, AYS’ında kendini getirdiği konferans salonunda bir yer bulup oturuyoruz.

Konu yine bu satırlara kes kel alaka. Konuşmacı davudi bir sesle diyor ki girişte size verilen kağıtlara lütfen aklınıza gelen üç lider adı yazınız. Kılıçlarımızı çekip hemen yazıyoruz. Kimse kimseye göstermiyor:)))))))

Birinci belli. Mustafa Kemal Atatürk
İkinci Annem. Biri ASİ, biri CENNETTE, biri BÜYÜK ADAM üç çocuk idare etmiş, babamla 40 küsür yıl aynı yastığa baş koymuş, işinde yol almış, doyasıya bir hayat yaşamış bir kadından başka ne olur? En güzel lider olur!

Peki üç numara? Aman üç numarayı yazmak ne zormuş.. 3. olmak önemli dereceye girecek.. Dördü ve beşi kimse hatırlamaz.

3. Aristo/Madam Curie /Gandi/Hitler/vs,vs.

Konuşmacı konusunu anlatıyor. Ben düşünüyorum. Üç numara kim olsun? Aklımda beraber ve solo geçişlerle tilkiler..!

Tam gidiş vaktinde konuşmacı yazılan liderlerin kim olduğunu soruyor. Üç aşağı 5 yukarı aynı isimler. Bitti gideceğiz diye ayaklanmışken kaç kişi bir kadın lider adı yazdı sesi yükseliyor kürsüden. Salonda 5 kişi el kaldırıyor. 5’mizde annemizi yazmışız. Sonra diyor ki kaç 2 kadın lider yazdı.

Salonda tek el üç numaraya kimi koyacağını bilemeyen Kadın oluyor..
Şimdi düşünüyorum sahi kadından neden lider olmuyor!

NOT: Salonda 100-150 kişi var. Bir numara hepsinde aynı .
Cebinde çocukluğu taşıyan kaç lider biliyorsunuz ki?

Hiç yorum yok: