Dün akşam yemek masasında anneme söyledim bunu. Bambaşka bir duygu olsa gerek dedim, 42 yıldır annesin. Gözlerime bakmadı, sesi titreyerek "Dolu dolu çok güzel bir ömrü paylaştık. Allah acınızı göstermesin!" dedi. Derin bir sessizlik oldu. Tabaklar, çatallar bizim yerimize konuştu. Bu yıllar içinde yitirdiğimiz sevdiklerimiz bizimle birlikte sanki sofradaydı. Derin sessizliklerde, çok gürültü vardır aslında. Yemeğin sonuda böyle oldu.
Her doğum günü öncesinde fotoğraflara bakılır bizim evde. Kahvelerimizi içerken eski zaman tünelinden geçerek hayatımız durağında indik hep birlikte bu yılda. Kah güldük, kah ağladık. Doğmak, nefes nefes hayatı sürmek ne kadar da güzeldi. Şanslıydık biz. Çünkü aileydik.
Her doğum günü öncesinde fotoğraflara bakılır bizim evde. Kahvelerimizi içerken eski zaman tünelinden geçerek hayatımız durağında indik hep birlikte bu yılda. Kah güldük, kah ağladık. Doğmak, nefes nefes hayatı sürmek ne kadar da güzeldi. Şanslıydık biz. Çünkü aileydik.
Sabah suyun öte yakasında iş, aş derdindeki babamla konuştum. 42 yıllık babasın derken güldüm. Önce şaşırdı, sonra güldü. "Hep birlikte büyüdük ama bazılarımız hep en küçük çocuk " dedi. Bunu üzerime hiç alınmadım. neden mi? Günün sahibi var.
Bugün evimizin ilk göz ağrısı, abimin doğum günü.
Yaşamım boyunca hiçbir zaman arkamı kollamak zorunda kalmadım ben. Çünkü her zaman arkamda beni destekleyen Abim vardı. Okumayı ondan öğrendim, kendisi ilk öğretmenimdi. Onun yürüdüğü yollardan yürüdüm. Okuduğu kitapları okudum. Gittiği okullara gittim. Ayrı düştüğümüz de oldu. Başka düşlerin ve görüşlerin peşinden gittik. Başka zihinsel mücadelelere girdik, ama yüreğimiz hep bir attı. Kahkahamız da, gözyaşımız da hiç ayrı düşmedi. Biz, sadece bi ananın karnını bölüşmedik! Aynı evde teğet geçemedik hayatı. İnadına katık ettik yaşama birbirimizi.. Karındaştık! Saçlarımı örenimdi, sözüme kıymet verenimdi. Beni "evladım" diye sevdi abim. Oysa sadece yedi yaş vardı aramızda. Kendi yavrusu olduktan sonra benim üzerime bir başka düştü.
Ne zaman dara düşse yüreğim hisseder. Bir şey dememe gerek yoktur. Okur beni ince ince. Zihnimin tozunu almak istediğimde, uzaklara gitme zamanımın geldiğini hisseder. Ardımdan su döker. Üzülür gidişlerime bilirim. Yine de ses etmez. Geçenlerde hayattan konuştuk, hayallerden söz ettik. O da baba. Onunda hayalleri hep yavrusu üzerine. Görüyorum ki bir süre sonra mesleki başarılar, mal, mülk pek de hayalleri süslemiyor. Çünkü onlar insanın kendini gerçekleştirmesinde birer araç. İnsanın evladının olması ise, içimizdeki ölümsüzlük ateşini yakmak gibi. Abimde de bu ölümsüzlüğü gördüm o konuşmada. O sohbetten aklımda kalan bir kaç cümle var. "Ilgaz'ın bir kardeşi olsa Devrez. Bir kız! Irmak ırmak hayatımıza aksa" dedi mesela. Evde bir can daha, üstelik kız. Adı da memleketen bir nehir. Düşündükçe gülüyorum hala. Devrez güzel isim. Bir dağ ve ırmaktan iki kardeş olur, tıkı ben ve abim gibi.
Beni anlayan, dinleyen ve hissedenim: ABİM! Seni çok seviyorum. Doğum günün kutlu olsun... Senin kardeşin olabilmişimdir dilediğince...
Yaşamım boyunca hiçbir zaman arkamı kollamak zorunda kalmadım ben. Çünkü her zaman arkamda beni destekleyen Abim vardı. Okumayı ondan öğrendim, kendisi ilk öğretmenimdi. Onun yürüdüğü yollardan yürüdüm. Okuduğu kitapları okudum. Gittiği okullara gittim. Ayrı düştüğümüz de oldu. Başka düşlerin ve görüşlerin peşinden gittik. Başka zihinsel mücadelelere girdik, ama yüreğimiz hep bir attı. Kahkahamız da, gözyaşımız da hiç ayrı düşmedi. Biz, sadece bi ananın karnını bölüşmedik! Aynı evde teğet geçemedik hayatı. İnadına katık ettik yaşama birbirimizi.. Karındaştık! Saçlarımı örenimdi, sözüme kıymet verenimdi. Beni "evladım" diye sevdi abim. Oysa sadece yedi yaş vardı aramızda. Kendi yavrusu olduktan sonra benim üzerime bir başka düştü.
Ne zaman dara düşse yüreğim hisseder. Bir şey dememe gerek yoktur. Okur beni ince ince. Zihnimin tozunu almak istediğimde, uzaklara gitme zamanımın geldiğini hisseder. Ardımdan su döker. Üzülür gidişlerime bilirim. Yine de ses etmez. Geçenlerde hayattan konuştuk, hayallerden söz ettik. O da baba. Onunda hayalleri hep yavrusu üzerine. Görüyorum ki bir süre sonra mesleki başarılar, mal, mülk pek de hayalleri süslemiyor. Çünkü onlar insanın kendini gerçekleştirmesinde birer araç. İnsanın evladının olması ise, içimizdeki ölümsüzlük ateşini yakmak gibi. Abimde de bu ölümsüzlüğü gördüm o konuşmada. O sohbetten aklımda kalan bir kaç cümle var. "Ilgaz'ın bir kardeşi olsa Devrez. Bir kız! Irmak ırmak hayatımıza aksa" dedi mesela. Evde bir can daha, üstelik kız. Adı da memleketen bir nehir. Düşündükçe gülüyorum hala. Devrez güzel isim. Bir dağ ve ırmaktan iki kardeş olur, tıkı ben ve abim gibi.
Beni anlayan, dinleyen ve hissedenim: ABİM! Seni çok seviyorum. Doğum günün kutlu olsun... Senin kardeşin olabilmişimdir dilediğince...
Fotoğraf: UGK "Cemil, Yasemin, Ilgaz Maşukiye'de"
17 yorum:
iyi ki doğmuş abin. daha nice keyifli, sağlıklı, güzel senelere...ne güzel bir ailesiniz siz hep böyle kalmanız dileğiyle...
ne mutlu kendine yaşça yakın bir büyüğe sahip olabilmek, ben de ablamı çok severim ama hiç göremedim. keşke yaşasaydı derim 3 aylık bir bebek olduğu halde abla der her bayram elini öpesim gelir... ne mutlu size... nice yıllara abinize....
Abinizin doğum gününü kutlarım. Ayrıca annenizin ve babanızada daha nice seneler dilerim.Bir anne olarak bence en büyük acı evlat acısıdır. Annenizin temennilerine katılıyorum ve umarım hiçbir anne-baba bu acıyı yaşamaz. Elinize ve yüreğinize sağlık.
Ben yeni stilini blogunu görmemişim.Ne güzel olmuş.Anneciğin ve babacığına nice uzun sağlıklı senelere diyorum.Abinde ne güzel ne mutlu maşallah size benimde abim var ama seninde yazdığın gibi şeyler yaşamdık hiç ne mutlu size nice sağlıklı yaşlara canım çok öptüm.
Ne mutlu sana!Böylesi bir abiye sahip olduğun için Allah ayırmasın nice nice yılları sevgiyle devirin abinin gününü ayrıca kutlarım.
Sevgilerimle.
Nice yıllar Abi'ye
Ve tabii tüm ailenize uzunnnn ve birlikte bir ömür dileğiyle;
Sevgiler
Ben de bir abiye sahibim. Gencim daha ya, hani kıymet bilmemek değil de farklı yollardan gidilmesi çelişki oluşturuyo bi zaman. Şimdi biraz daha büyüdüm bu yazıyla ben :) Ellerinize sağlık.Allah sağlıklı uzun ömür versin abiye, hepinize..Hep mutlu olun..
o zaman herkese mutlu yıllar, hep beraber tum sevdiklerinizle uzun uzun mutlu yıllar olsun insallah .)
Anladım ki; sadece kan bağı değil sizinkisi... gönülden gönüle akan; annenle babandan abine, abinden sana, senden Ilgaz'a miras...kimbilir Ilgazdan belki Devrez'e açılacak gönül kapısı, sevgi ağacı...Işık dolsun yüreğine, sevdiklerinin yüreğine...Ulu dağlar eteğinden onlarca pınar, ırmak çağıldar... sevgisi çok olandır; gönül bağı kuran... bu Ilgaz olur Devrez olur... bazen dere boyundaki çiçeğin üstünde Şebnem olur...Sevmektir belki adı...
ooofff...oofff..oyyy yaaaa... Ya sevgili kardeşim Şebnem...sen ne yaptın yaaa.... bu ne enfes bir yazı.. aldı götürdü beni... Ailemle topluca buluştuğumuz yıllara, Canım anneme, atam dediğim can babama.. onlara ağladım yazını okuyunca, onları ne kadar özlediğimi bir kez daha göğsüm sıkışarak, gözlerim yaşararak anladım.. Onları rahmetle andım.. Annemle babam da 55 yıl aynı yastığa baş koymuşlardı. Biliyorum ve acıyla anlıyorumki annem yok artık, babam yok artık. Onlar gitti, gelmeyecekler, Ama biliyorum ki İstanbuldaki annemle babam yoklar..Ankaradaki Anneme ve babam varlar.Allahım onlara sağlık ve uzun ömürler versin. Onlar özlemimi gideriyor.. İyiki varsınız SOYSAL ailesi.. Allahım sizlere keder vermesin. Allahım sizleri ve çiçeklerinizi soldurmasın..
İnsanın bir ağbisinin olmasını çok güzel tasvir ettin Şebnemcim... Yüreğine, kalemine ve o engin sevgi dolu dağ gibi yüreğine sağlık. Duygu yüklü kardeşim benim..Sen de ağbin de ailen de daha nice doğum günlerine inşallah......
cemil abi min doğum gününü bende kutluyorum ..
ve beni göz yaşlarına boğan bu harika yazı... içimdeki özlemi çoşturup gözyaşlarımla buluşturan enfes anlatım.. tarifi olunmuycak bir nimet ABİ ye sahip olmak.. sıkı sıkı birbirine bağlı bir aile olabilmek...
onları özlemekte ayrı bir hicranmış ama olsun özlenilenler değerli olunca vuslat hayalide mutlu ediyormuş...
eline yüreğine kalemine sağlık şebnem abla...
...
ablacımmmm mükemmel bir yazıyla uyandım sabaha...cemil abicim,ılgazımın babası benim biricik kuzenim,halamla eniştemin biricik oğlu yasomun kocası senin canından çok sevdiğin abin....ne mutluki bize size sahibiz...iyiki doğdu nice mutlu ve umutlu yıllara...
olabilmişsindir elbet, kardeşten de öte olmuşsundur hatta... ağlattın ya beni şu hasta yatağımda alacağın olsun şebnem... iyi ki doğmuş, öyle şanslı bir abi ki, sadece bir kardeşin varlığı bile yetecekken yaptıklarınla gururlanacak bir abin var, ne şans...
sevgiler...
Sağlıkla, keyifle uzun yollar diliyorum hepinize!
..
Sevgiyle okudum yazınızı. Ellerinize, yüreğinize ve ailenize sağlık:-))
Şebnem doğum günlerinde ,fotoğraflarla anıları tazeleme alışkanlığınızı çok beğendim.Yaşamımızda bu hiç aklımıza gelmemişti.Ayrıca kardeş dayanışmanızı ğüzel yansıtmışsın.Benim iki torunum var.Büyük erkek ,küçük kız.Umarım onlar arasında da sizinki gibi güzellikler olur
Aile yaşamınıza senin çok renk kattığını düşünüyorum.Mutluluğunuz daim olsun .
Derinlerden geldim bugün.. Ancak geldim... Mutlu bol gülümsemeli bir 351. güne.
Ben de çok yakın bir geçmişte oğlumun doğum gününü sayfamda kutladım.. Ama içimi burktu bu güzel buluşu düşünmemiş olmak.. anne oluşumun 35. yılını kutlamayı akıl edememiş olmak!
Bir derya dökülüyor kaleminden sevgili uzağa giden..Ne mutlu o anne ve babaya.. ki böyle bir eserleri var.
Yorum Gönder