vicdan


dilimizden bir bir eksilirken kelimeler
olup bitenleri anlıyorsan
bana da anlat

hayatımızı
yüksekçe bir duvardan
aşağıya yuvarlıyor sanki birisi
sırça bardak gibiyiz
bir anda
tuzla buz olup
dağılıp gideceğiz

bundandır
uykularımızdan sıçrayarak uyanışımız

oysa bizim
taşınamayacak kadar ağır yükümüz yok
ne insan yönetiriz
ne de komuta ederiz
sen ve ben
öylece yaşar gideriz

seni bana
beni sana
bağlayan
sürekli bekleyişimiz

bekleyişimizin sonu geldi vicdan

ne olacağını ben sana söyleyeyim şimdi

karanlık adamlar gelecek
aydınlık vaadiyle
benim düşlerimi, düşüncelerimi
diken sayıp sökecekler bir bir

sonra
görünmez duvarların ardında
bulutların rengini düşleyeceğim
azatlı özgürlüğün başladığı gün ise

hangi köpeğe kemik olacağım şimdi ben!
diye düşüneceğim

olmadı inleyeceğim
seni sayıklayacağım

vicdan...

Fotoğraf: Marc Ribound

Umut Çocukları Okulda Kampanyasının Ardından...


BirMilyonKalem.com yepyeni bir başarıya daha imza attı.

"Umut Çocukları Okulda" kampanyası

Kampanyamız çerçevesinde Yalova Çınarcık İlköğretim Okulu öğrencilerine yönelik başlattığımız "eğitim yardımları" geçen gün dağıtıldı. Yavrularımızın sevinci görülmeye değerdi.

Başta editörlerimiz ve bu kampanyada bizlere bizzat yerinde destek sağlayan sevgili Pabuç olmak üzere tüm yazar, okur ve destekçilerimize, ayrıca hediyelerin çocuklara dağıtımındaki katkılarından dolayı okul yönetimine teşekkür ediyoruz.
yazarlarımız, okurlarımız, gönül veren destek olan tüm arkadaşlarımızın desteği ile hedefine ulaştı.

Yeni kampanyalarda buluşmak dileğiyle.

Bir milyon kalem . com
Editörleri







Not: Okul kütüphanesinin masal ve öykü kitabı ihtiyacı sürmekte. Kampanyamız eğitim yılının başlaması nedeniyle sonlandırılmasına rağmen dileyen okurlarımız yardım göndermeye devam edebilirler.

Seyahat Özgürlüğümü İstiyorum!

Sayın Cumhurbaşkanım,

Seyahat özgürlüğü temel bir insan hakkıdır. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 13. ve Anayasamızın 23. maddesiyle hepimiz için güvence altına alınmıştır. Ancak buna rağmen dünyanın en pahalı pasaport ücreti Türkiye'dedir.

Üstelik bu ücret, yürüttüğümüz kampanyaya karşı duyarlılık gösteren hükümetimizin geçtiğimiz Haziran ayında %50 indirim yapmasına rağmen böyledir. Dünya ortalaması 50 ABD doları olan 5-10 yıllık biyometrik pasaport ücretleri, Türkiye’de 225 ABD dolarıdır. Her yıl otomatiğe bağlanmış pasaport ve harç zamlarıyla ücretleri sürekli artmaktadır.

Türkiye’de asgari ücret yaklaşık 400 ABD dolarıdır. 4 kişilik bir aile yurtdışına çıkmaya karar verdiği zaman ödemesi gereken pasaport ücreti ve harçlar yaklaşık 950 dolar tutmaktadır. (fotoğraf+işlemler+yurt dışına çıkış harcı) Bu ücretlere vize harçları, ulaşım ve konaklama masrafları dahil edildiği anda bir kişinin veya ailenin yurtdışına çıkmasının önüne yüzlerce dolarlık bir duvar örülmektedir. Bu durum, Anayasamızın 23. maddesinde yer alan "seyahat hürriyeti"nin ekonomik engeller çıkarılarak açıkça ihlal edilmesidir.

Biz Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları olarak hükümetimizin Türkiye’ye uygulanan vizelerin kaldırılma politikasını ve Anayasa'da seyahat özgürlüğünü geliştiren değişikliği yürekten destekliyoruz. Ancak bu ülkelere gidebilmek için, önce makul ücretlerle pasaport alabilmek istiyoruz. Devletin yurttaşlarına vermek zorunda olduğu uluslararası kimliğini, onlara "satmasını" istemiyoruz.

DÜNYANIN EN PAHALI PASAPORTLARINI KULLANMAK İSTEMİYORUZ!

Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının da tüm dünyada olduğu gibi 50 dolar ücretle pasaport alabilmesini; Anayasamızın “eşitlik” ilkesine aykırı bir şekilde harç ödemeyen ve vize ayrıcalıklarına sahip olan Yeşil Pasaport sahibi devlet memurları ve aileleriyle aynı hakları olmasını; “değerli kağıt” olan pasaportların harçlar kanunun dışında değerlendirilmesini, her yıl zam yapılmamasını istiyoruz.

Unesco 2011 yılını tüm dünyada Evliya Çelebi yılı ilan etti. Bizler Evliya Çelebi'nin torunları olarak seyahat özgürlüğümüzü geri istiyoruz!


Saygılarımızla

Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri

Önemli Not:
T.C. kimlik numaranız, doğum tarihiniz, kimlik numaranızı doğrulamak için alınmakta, bu bilgiler sistem içinde kesinlikle saklanmamaktadır. Amacımız sadece gerçek T.C. yurttaşlarının imza kampanyasına katılmasını sağlamaktır.

Bu kampnayaya destek vermek için sadece bir imza atmanız yeterli. Aşağıdaki linke tık tık...

g'elin kız



güneşi yaktım bu sabah

yok
yok
tanrı falan değilim

sadece ondan önce uyandım

kızdı bana
haklıdır
kim kendisine kuma ister?

doğar doğmaz
sırtımdan vurdu beni
canımı yakamadı da
yüzün gölgemde kaldı

hiç böyle görmemiştim seni
yüzünde çizgiler varmış
seçti gözlerim bir bir derinlikleri
teninin altında seninde can varmış
insanmışsın

gölgemde kal sen
mini kız
büyütürüm ben seni usulca
g'elin etmem
vermem ellere

yoksa uzağa kim gidecek?


Fotoğraf: Özgür Çakır

Absürt


rüyasında atlar kişniyordu
rüzgar
ihanete zorlarken yaprakları

ağaçlar bir bir üryan kalırken
tuhaf bir suçluluk içindeydi gökyüzü

suyu acı göle dalmış
bi başına küçük kız çocuğu
kapalı pencerelerin ardında kalmış
huzura bakıyordu

boş saksılara baktıkça
içi ürperdi

korkusundan pay aldı solucanlar
soluğunu kesmek istercesine
topraktan çıktılar
bölüne bölüne çoğaldılar
üzerine yürüdüler

siper oldu küçük kızın önüne
sarı yaz

yeşilin sarıya olan aşkını
anlattı ona

önce kırmızıya dönüşüp
yanıp kavruldu

yetmedi

yerlerde süründü

renkler yer yüzü ile dalga geçerken
tuttu kızın ellerinden sarı yaz

dokundu yüreğine

burası acı göl değil
bırak yolunu bulsun kandan ırmak
bulsun ki nefes al

yoksa hep "uzak" kalırsın


Fotoğraf: Özgür Çakır

9 Eylül ve Çirkin Kral



hayatımın senaryosunu ben yazdım
zihnime kader inzibatlarını dikme
çirkin demişsin bana
varsın olsun
çirkef dünyaya, kral olsam ne!


*******

sen bilmezsin
bir gülümseyiş belirir yüzümde
sarı yaz başında
seni selamlayışımdır o

gülücüklerim yaklaştırmaz seni bana
o filmde
sana sarılan kara saçlı kız gibi
hissederim kendimi
her dokuz eylülde
kollarımın arasında kayıp gidersin

uzağa...

ne yapalım
ölüm Allah'ın emri ayrılık olmasa!



Fotoğraf: Özgür Çakır