vicdan


dilimizden bir bir eksilirken kelimeler
olup bitenleri anlıyorsan
bana da anlat

hayatımızı
yüksekçe bir duvardan
aşağıya yuvarlıyor sanki birisi
sırça bardak gibiyiz
bir anda
tuzla buz olup
dağılıp gideceğiz

bundandır
uykularımızdan sıçrayarak uyanışımız

oysa bizim
taşınamayacak kadar ağır yükümüz yok
ne insan yönetiriz
ne de komuta ederiz
sen ve ben
öylece yaşar gideriz

seni bana
beni sana
bağlayan
sürekli bekleyişimiz

bekleyişimizin sonu geldi vicdan

ne olacağını ben sana söyleyeyim şimdi

karanlık adamlar gelecek
aydınlık vaadiyle
benim düşlerimi, düşüncelerimi
diken sayıp sökecekler bir bir

sonra
görünmez duvarların ardında
bulutların rengini düşleyeceğim
azatlı özgürlüğün başladığı gün ise

hangi köpeğe kemik olacağım şimdi ben!
diye düşüneceğim

olmadı inleyeceğim
seni sayıklayacağım

vicdan...

Fotoğraf: Marc Ribound

5 yorum:

Puzzle. dedi ki...

Bu kadar güzel dile gelirdi yazıldıkça duygular şiirde.Okudukça yeniden sindirerek okumanın tadı bu olmalı, bir şiiri ve o şiir kaç insanın duygusuna eş degerken.

Kali Rind dedi ki...

insan olmanın umutsuzluğuna bulanmış kelimelerin muntazam dizgesi.

Elif Gizem dedi ki...

"karanlık adamlar gelecek,aydınlık vaadiyle" Ve belki de inanmayıp onlara sen, gri bir mutsuzluğu yükleneceksin içinde...

kırlangıç dedi ki...

yinede umut!
yılmadan...

Yasemin Şahin dedi ki...

karanlık insanlar gün aydınlatmazlarmış. insan en çok da kendi karanlığını fark edebilse kimseden aydınlık beklemezmiş...