Zaman, insanın ürettiği keyfi bir sembolik yapıdır. Semboliktir, çünkü bir ön kabulle oluşturulmuştur: Bir saat altmış dakikadır.
Her zaman dilimi kendi matematiksel döngüsü içinde kurgulanmıştır. Zaman keyfidir! Çünkü, yaşamın akışı içinde aslında birçok şeyin hangi an olacağını, ya da olmayacağını belirleyen, bireylerin verdiği karardır. Zamanın öznelliğini en iyi Einstein'in şu sözleri açıklar: "Bireyin yaşantıları bize bir olaylar dizisi içinde düzenlenmiş görünür. Bu diziden anımsadığımız olaylar 'daha önce' ve 'daha sonra' ölçüsüne göre sıralanmış gibidir. Bu nedenle birey için bir 'ben zamanı', ya da öznel zaman vardır. Bu zaman kendi içinde ölçülemez. Olaylarla sayılar arasında öyle bir ilgi kurabilirim ki, büyük bir sayı önceki bir olayla değil de, sonraki bir olayla ilgili olur."
Zaman insanı içine alan, sınırlı ve sonlu yapısıyla bir anlamda insanı kendi döngüsüne ortak eden bir düzenektir. "Gerçek zaman ", bu sembolik yapıların düzenleniş ritminden, iç içe geçmiş yapısından, içsel dinamiklerin etkileşiminden oluşur. Farklı zamanların izleri zihnimizde sürekli dolaşıp durmaktadır. Bu nedenle, yaşam yaşananlar ve anımsananlar arasında bir gidiş geliş, geçmiş ve gelecek arasında kurduğumuz köprüde şimdiye sıkıştırılmış bir süreç niteliğindedir. Bu sembolik düzenek insanı çepeçevre saran bir yapı durumuna gelmiştir. Zaman kavramında bozulma, yaşamda başarılı olamamayı ve ileri boyutta psikopatolojiyi beraberinde getirmektedir.
Zamanda yer almak ve bir iz bırakmak her geçen gün insanlar arasında daha fazla önem kazanmaktadır. Çünkü bu durum, insanın var olduğunu göstermesine yönelik atılmış en somut adımdır. Zamanın sembolik olması onu aynı zamanda evrensel kılmaktadır. Zaman bir anlamda var oluşun simgesidir. Bu nedenle insanoğlu bin yıllardan saliseye kadar uzanan bir düzlem içerisinde zamanı ayrıntılandırmıştır. Zaman ölçülerinin bu kadar çok çeşitli olması, belki de insanın bu kurguya verdiği önemin en ciddi kanıtıdır. Bu kurgu tüm yaşamın işleyişini belirlemeye başladıktan bir süre sonra, insanoğlu ayrıntıya takılmaktan ötürü bütünü göremez duruma gelmiştir. Oysa bütün, kendisini oluşturan parçalardan farklı bir dokudur. Bunu yeniden keşfettiğimizde geçmiş-şimdi-gelecek üçlemesi hak ettiği değere kavuşacak, şimdi ve burada yaşanmaya başlanacaktır.
3 yorum:
Haklısınız, zaman kavramı kolay açıklanabilir bir yapı değildir. Sizin de yazdığınız gibi öznel ve evrensel tarafları ve farklı farklı açıklamaları vardır. Bu konuda hemfikiriz sanırım.
Ancak, "Oysa bütün, kendisini oluşturan parçalardan farklı bir dokudur." görüşünüzün zıttı bana daha olsı gibi geliyor. Yani zerre bütünün bir aynası diye düşünüyorum. Bunun için fraktal konusuna ve kaosun yapısına bakmak yeterli. Tüm dezensizlikler ve farklılıklar yeterince uzaktan veya yakından bakılırsa birbiri ile benzerlikler göstermeye başlar. Bir noktadan sonra ise "aynı" olur. İşte, tam da bu nedenle tarih durmadan tekerrür eder, hem birey hem de bütün için.
Nacizane benim görüşlerimi paylaşmak istedim. (Eleştirmek değil...)
Saygı ve sevgiyle...
Hoş ve güzel bir yazı biraz zorluyor dimağı düşündürüyor insanı..
Ben kendi adıma zaman kavramını şu şekilde ele alıyorum; ben zamanın içende ama ona koşut yaşamıyorum zaman benim içimde ilerliyor, ben durunca durunca zaman bitmiş olucak ki bazen ben önde zaman geride kalabiliyor.. gibi bir şey saçmalama hakkımı kulandım.
Önce merhaba demek isterim,
Zaman kavramı göreceli ve biraz da müphemdir.Görecelidir;çünkü belli sabiteleri yoktur.Ben zamanın üç farklı bakışla algılanabileceğini düşünmekteyim.
1.İnsana göre zaman;Yani bana göre,sana göre zaman.Ki içinde dünya hayatımızı yaşadığımız zamandır...Ve herkes için farklıdır.Doğumla başlar ölümle biter.
2.Dünyaya (Yerküreye) göre zaman;Bu da üzerinde yaşadığımız yerkürenin varlık serancamını izah eder,edebilir...Geçicide olsa ontolojik bir izdüşümü vardır.
3.Allah'a Göre zaman;Aslında farklı bir düzlemdeki gerçek zamandır.Aşkın olanın sınırlı olana hükmettiği bir boyuttur.Ve en önemlisi sonsuzdur.
Dikkat ederseniz ilk iki şıktaki tanım,göreceliliği açıkca ortaya koymaktadır ve ikisi de sonludur.Ve her ikisi de Aşkın olanın zamanında küçük birer kesittir.
Saygı ile...
Yorum Gönder