Bozkırın Gelini*

Şehirden çıktığın andan itibaren bozkır sarar seni.
Yareninse, kulakları sağır eden sessizliktir.
Sessizliğin içindeki sesler düğümler yüreğini.
Toprak kimsesizliğine, yalnızlığına ve terk edilmişliğine ağlar.
Kimse duymaz bozkırın sesini.
Kenger ve gelinciklerin şahitliğinde yaşanır günler.
Gecenin hakimi ise, kimin yaktığı belli olmayan uzak yıldızlardır.
Bozkırın Gelini hüzünle bakar onlara



Bir yıldız kayacak diye bekler minik yüreği.
Öğretilerin gölgesinde hazırladığını çeyizine sarılır da uyur
Belki yakalar kuyruğundan yıldızı!
Gelin olur gider...
Yıldız yağmurlarında izdivaç diye hayal eder.
Bekler gecelerce.
Hiç yıldız kaymaz.
Düşten düşünce, dil yaralar gerçeği.
Ağıtlarla gelin edilir gerçek
Telsiz, duvaksız çıplak ayaklı bir bozkır gecesinde.



Kaderine bozkır yazılmış olanlar acıyla kınalar yüreğini.
Eksik kaderlerin, haritasıdır yüzümüz.
Suratımızdaki çizgilerden, mutluluk yaşımız hesaplanır.
Gün görmüş çoktur da gülücük görmüş pek yoktur.
Yüreği yüzüne vurur insanın.
Her çizgi, acının eşsiz resmidir.
Bu topraklarda göz yaşının zamanı yoktur.
Acıyla yoğrulmuş ruhlar bozlaklarla özgürleşir.
Gayri dayanamam ben bu hasrete ya beni de götür, ya sen de gitme...

Bozkır saatinde, yelkovan akrepleşir.
Akmaz zaman.
Zaman sokar seni.
İşte böyle anlarda Bozkırın Gelini'nin yüreğine dokunur ıssızlık.
Yüreği çelinir.
Sessizlikten sarhoş olur.
Kalp rotası değişir.
Mırıldanır kendi kendine bozkırın yalın ayaklı kızı
Issız bir kalbi atıran nedir?


Uyusam ve bir daha hiç uyanmasam dualarına sarılır yürek.
Bozkırın gelini dertlenir.
Kaygı sarar tüm benliğini.
Gidiştendir diye avutumaya çalışır kendini
Oysa kaygısı kayıptandır.
Bunu bir atlar, bir de uzağa gidenler bilir.
Sessizlik sarhoş edince ruhlar şahlanır.
Burası artık Sarhoş Ruhlar Ülkesi'dir.
Varlıkla yokluk arasında yoğrulmuş ruhlar ülkesi.
Bozkırın Gelini'nin memleketi...

*
3-6 yaş için her ay TÜBİTAK tarafından yayınlanan Meraklı Minik dergisinde yazdığım Anadolu Yaban Koyunu'ndan esinlenerek kaleme alınmıştır.

Sayıları giderek tükenen bu eşsiz güzellikteki hayvanları Konya Bozdağ'daki doğal koruma alanında mutlaka görmelisiniz.
Bu sayede tanıştığım ve dost olduğum fotoğraf sanatçısı Aykut İnce'ye sonsuz teşekkürlerimle.




5 yorum:

Evren dedi ki...

sen beni kıskandırmak için yazıyorsun bu satırları, gidip de uzaklara görebildiklerini, bilebildiklerini, öğrenebildiklerini paylaşıyorsun ya ben gidemiyorum diye hayıflanıyor, gidip de paylaşan birini tanıdığım için mutlu oluyorum her seferinde... karışıyorum ve bu halimi daha çok seviyorum... altı çizilesi cümlelerin sahibinin yüzünü görmesem de kelimelerine vuran yüreğini de seviyorum...

isimsiz dedi ki...

Nasılda güzel anlatmışsın bozkırların gelinini!..yüreğinden süzülüp gelen o duygu yüklü yazıların sahibi güzel insan kalemine ve yüreğine sağlık...

Gerçekten her geçen gün sayıları azalan bu güzel hayvanları artık görebilmek imkansız hale geldi...Çok zarif hayvanlar gerçekten tıpkı birer gelin gibiler!..

Ayrıca birbirinden güzel fotoğraflar için fotoğraf sanatçısı Aykut İnce Hanıma'a da teşekkürler...

kara kitap dedi ki...

yazdıklarını okurken içimde de kıraç'ın bozkırın gelini şarkısı çalmaya başladı.gezip gördüklerini ne güzel anlatmışsın."ıssız bir kalbi attıran nedir?" bu sorunun cevabını ben de çok merak ediyorum.ya da kalbi ıssızlıktan kurtaracak olanı...yazdıklarını okumak,kendime gelmemi ve sağlıyor.ıssızlığımın içinde yankılanan sesin için teşekkürler.

Adsız dedi ki...

yüreğinize sağlık bi harika yazmışsınız her zamanki gibi.

Uzağa Giden Kadın dedi ki...

Yorumlara genelde yanıt yazmıyorum.
Karşılıklı konuşmadan öte, bu sayfaya gelenlerin kendi düşüncelerini ifade etmelerini çok seviyorum. Her yazı da sizdeki beni görebilmek hoşuma gidiyor. Söylenen her söz, dağarcığıma eklenen her kelime yazılarına yansıyor. İçime sinen işler yapmak umuduyla.

Söylediğiniz ya da sizde gizli kalan kelimeler için ... Söz bitmesin!

Zihin eken, yürek koyan herkese selamlarımla...