Son 6 - telafi





ılık bir kasım sabahı ankara’da..
ben bu günü aramaya gidiyorum

tek başıma

inadına inadına
kalbimi kamaştıran güneşe karşı
akşama doğru yol alıyorum

yelkovanın
ben olduğunu
hayal ediyorum

ki akrep beni ne zaman tutsa
aşk düşecek yüreğime
biliyorum

tutulmak istemiyorum

yaprakların terk ettiği
kış ağaçlarının içinden geçerek
işe gidiyorum

öyle çok şey var ki aklımda
zihnimin inzibatlarına karşı
siperdeyim

bir şeyler okuyabilme umudum hala var
böylece gözyaşlarımı erteleyebilirim

içimden mırıldanıyorum
iyi ki okuyabiliyorum
iyi ki yazabiliyorum

bir de konuşabilsem...


***************************************************************

okura not:

son günlerde
ne zaman aynada kendimle selamlaşsam
aynı soruyu soruyorum

nasıl kurutacağız bu göz yaşlarımı?

konuşarak azizim... yoksa konuşmadık ne varsa seninle, hep iki damla yaş olarak duracak gözlerimde

9 yorum:

Elif Kararlı dedi ki...

Halinizen bile sizi anlayabilen birini bulduğunuz an konuşun..Kendi yorumlarıyla sizi dinleyeceklerse hiç konuşmayın daha iyi...

Sevgiyle kalın yüreği sevgiyle atan insan...

Evren dedi ki...

konuşmam gerek, dedi. neden ki, dedim. yoksa gözyaşlarım dinlemez beni, dedi. peki, dedim.
konuşmuş olmalı ki, parlıyordu gözleri, hüznün o ışıltının ardına saklandığını hiç bilemedi.

Sanem dedi ki...

Mimlendin sevgili Uzağa Giden. :)

minimalist dedi ki...

Sertapın son döenmde en beğendim şarkılarından; sözler harika ve "konuşmak"; "konuşabilmek" çok önemli ama neden esirgiyoruz ilte onu pek çözemiyorum ...

(içindeki) kelimelerine hayranım...

nil dedi ki...

konuşarak azizim ve de söz vererek hayata;

"Sana söz hayat!! Bundan sonra kimseyi göz çukurlarıma ekip büyümesi için gözyaşı dökmeyeceğim."

k. iskender

ılık bir kasım sabahından günaydın :)

Gathering dedi ki...

Ben kokusunu.. Yani susmayı biliyorum sadece! Anladım ki, insan konuşmayı unutabiliyormuş birgün...

Merhaba buarada... Çok güzel bir blog ve çok güzel bir şiir idi. Yüreğinize sağlık.


Sevgi ve tebessüm eşliğinde,

İyi akşamlar..

nihansu dedi ki...

İnsan insanın zehrini konuşarak alırmış derler, gözyaşlarını kurutabilmenin de tek yolu bu olsa gerek...

erkan bal dedi ki...

aksine sessizce ağlamalı insan bir köşede, ağlamalı, ağlamalı, ağlamalı. sonra bitti deyip ayağa kalkmalı ve gülümsemeli. çünkü hiç bir pınar yoktur ki bir yerlerden beslendiği bir havuzu olmasın ve tüm havuz problemlerinde havuzu taşırmamak için aşağıda bir musluk açık olmalıdır. ta ki musluk seviyesinin altına inmeli ki hüzün insan başını göğe kaldırıp, yağdır mevlam su.. diyebilsin...

Budeliçocuk dedi ki...

Eski bir Anadolu masalı;Gözyaşlarımız,cennet ırmağından,melekler tarafından alınıp,kutlu yüreklere konulan kutsal bir sudur ki;Yürek yangınları ancak bu kutsal inci taneleriyle soğutulabilirmiş...
...............
Yine eski bir Anadolu geleneği;Ölen birisi için yakınları tarafından akıtılan gözyaşları,''Gözyaşı Şişesi''nde biriktirilir ve ölenin mezarına konurmuş...Bilsin diye...
Yakın dönem Anadolu geleneği;Ayrı düşülen sevgili için,ya da evlat baba,kardeş için akıtılan gözyaşları,gözyaşı şişesinde toplanır ve kavuşma anında ilgilisine verilirmiş...Dünyanın en değerli armağanı diye...
Ve kadim bir medeniyetin evlatları olan bizlere yakışan da,galiba yürekten ağlamak,ağlayabilmektir...
secde eder gibi...