Ne Kadar Gerçeğim

Gecenin körüne doğru yola çıkıyorum. Gecenin içindeki güneşe doğru tam gaz.. Uykusuz dördüncü gece. Üzerime yıldızlar yağıyor. Limon (sarı araba!) ve Uzağa Giden çok suskun. Duygu Can (Radyo!)’da beraber ve solo ağlayışlar, bir sürü ıvır zıvır.. Bizden uzak seslere ipotek koyma zamanı.. Rast gele bir cd alıyor Uzağa Giden. Yaşamda hiç bir şey tesadüf değildir. İşte elime ne gelirse diyor..

Zihnimin ilüzyonları gözlerime tuzaklar kurmuş. Aklım evim, uyku gelmeyen sevgilim olmuş. Oysa seni bu evde görmeyi ne kadar hayal ettiğimi bir bilsen! Geldiğinde kapıyı çalma. Hemen gir içeri. Sar beni en kuytunda. Yerle yeksan olan bir kadını kollarında canlandırsana. Uyku gelmeyen sevgilim.

Aklımda çınlayan tek bir cümle var şimdi: “Ne kadar gerçeğim!” Bir ayna bekliyorum şimdi geceden! Kendimi görmek istiyorum çünkü en gerçeğinde.. İşte o anda başlıyor müzik..

RUHUM!
Ne zaman geldin ruhum ?
Görmedim seni.


Uçaktan atlarken unuttum galiba.
Özledim ruhumu…
Sarıl bana ruhum
Ne olur sar beni.
Çığlıklar geçti üstümüzden
Bulutlar geçti.
Ve o gençlik günlerimizde
Sen ve biz.
Seni öldün sandım ruhum,
Biliyor musun ?
Sensiz yaşamaya alıştırdılar galiba.
Özledim ruhumu…”

YAŞAR KURT

Haykırdığım şarkılar.. Gecenin kuytusunda özlediğim ne var? Beklediğim ne var? Zihnime dokunan ne var?!!! Zihnime dokunan kim var? Beni derinden sarsan bir şey var. Bildiğim ama söyleyemediğim! İçimi canlandıran.. Bana dokunan.. Bana soluk aldığımı hissettiren bişey var. Ruhumdaki ölü ozan harekette! Gerçek miyim? Neyim ben?! Varoluş sorunsalından öte.. Cinsiyetten bağımsız. İNSAN! Değil.. Bir küçük kukla..

Şarkı başlar. Limon (sarı araba!) direksiyonu tutan Uzağa Giden’e bakar.. Yok der usulca.. Kukla diye fısıldar..

KUKLA
Kuklayım ben kukla
Annem giydirdi beni
Babam boyadı yüzümü
Öğretmenler doldurdu içimi
Her şeyi onlar öğretti
İşe ne zaman gideceğimi
Ne zaman işten çıkacağımı
Kaç paraya çalışacağımı
Onlar öğretti


Kuklayım ben, kuklayım!
Oyumu kime atacağımı
Akşam kaçta yatacağımı
Çişimi nereye yapacağımı
Ne zaman güleceğimi
Nereye gömüleceğimi
Onlar öğretti
Kuklayım ben, kuklayım!
İpimi çekersiniz, oynamaya başlarım
Düğmeme basarsınız, ağlatmayı becerirsiniz
Yalnız bir şeyi unuttu bunlar
Yalnız bir şeyi unuttu bunlar
İpler kimin elinde?
İpler kimin elinde?
İpler kimin elinde?
İpler kimin elinde?

Şarkı bitti. Gözlerinden uyku damlıyordu Uzağa Giden’in. Uyku! Direniyordu ama uyumamaya. Sanki uyumak hayattan çalmaktı.

Uzağa Giden Kadın ve Limon (sarı araba!) bir sonraki şarkıya doğru yol aldılar. Kim daha güzel söylerdi ki Dostum, Dostum’u Yaşar Kurt’tan başka…


1 yorum:

-mka- dedi ki...

Hayırlı kandiller..

-mka-