Okuruma Mektup!

Sevgili Okurum,

Son bir kaç gündür gündemi meşgul eden "BİRİSİ YAZILARIMI ALIP KENDİ ADIYLA YAYINLIYOR " konusundaki son yazımı yayınlıyorum. Mevcut durum çözülmüş, ilgili sayfada bana ait olan metinler blog sahibi tarafından kaldırılmıştır. Bu süreçte bana tam destek veren can dost Simi'ye ve Birmilyonkalem.com Sitesi Yöneticisi Erkan BAL'a, 1 MK Editörleri BirGaripWomen ve Kırmızı Günlük'e, fotoğraflarına şerh koyduğum Özgür Çakır'a, sevgili arkadaşım Pino'ya, e-posta göndererek manevi desteğini esirgemeyen blogdaşlarıma çok teşekkür ediyorum.

Ancak, bu konuda bir kaç şey daha söylemek istiyorum. Ocak 2010'da Uzağa Giden Kadın 3. yaşını kutlayacak. Bu benim için çok önemli bir gün olacak. Neden mi?

Uzağa Giden Kadın' ı yazmayı çok seviyorum. Çünkü, öyle zamanlar oluyor ki ben hayallerimi anlatıyorum, okuyanlar gerçek sanıyor. Gerçekleri söylemeye başladığımda ise, sevgili okurum düşe saklanıyor. Kalemim düşü ve gerçeği buluşturabiliyorsa ne mutlu bana.

Uzağa Giden Kadın' ı yazmayı çok seviyorum
. Çünkü, Ilgaz'la olan paylaşımlarımı yazıyorum. Canım oğlum büyüdüğünde bende bıraktığı izleri, birlikte paylaştığımız güzellikleri hissedebilsin istiyorum. Kalemim anılarımı saklamamda bir iz oluyorsa ne mutlu bana.

Uzağa Giden Kadın'ı yazmayı çok seviyorum. Çünkü, yaşamı paylaşabileceğim dostlar edinmemde bir yol oldu bana. Başım sıkıştığında ya da bir proje için destek aradığımda yakınımda olan onlarca insanı görebilmek çok güzel bir duygu. Kalemim bunca güzel insanı tanımamı sağladıysa ne mutlu bana.

Uzağa Giden Kadın'ı yazmayı bir nedenle daha çok seviyorum. Çünkü, SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİ yapmak istiyorum. Bu sayfadan hep söyledim. Çocuk gülümsemelerinde kaybolmak istiyorum. Daha çok çocuğun masalı olsun. Memleketimin değişik yerlerine kütüphaneler kurulsun. Daha çok çocuğun okul ihtiyaçları karşılansın. Daha çok çocuk giyinsin. Kalemim benim gibi, bu işleri yapmak isteyenlerin ruhuna işliyor ve onlarla buluşmamı sağlıyorsa ne mutlu bana.

Şimdiye kadar Birmilyonkalem.com ve Uzağa Giden Kadın şemsiyesi altında yürüttüğüm projelerde:

"HER ÇOCUĞUN BİR MASALI OLMALI KÜTÜPHANE KAMPANYASI
23 NİSAN BİRMİLYONKALEM ÖZEL SAYISI
33 OKUL 3003 ÖĞRENCİ İÇİN EL ELE KIRTASİYE KAMPANYASI
ULUPAMİRDE HIRKA OLMAK KAMPANYASI
TOKAT HUZUR EVİNDE BAYRAM SEVİNCİ KAMPANYASI
ALTINA İMZAMI ATARIM DİYORSAN ANITKABİR'E GEL KAPMANYASI"

ya da kaleme aldığım yazılarda ortaya atıldığı gibi kendime "rant sağlamak", "ünlü olmak", "arama motorlarında bulunmak", "çok okunan biri olmak", "kitabımı tanıtmak için reklam yapmak" vb. gibi amaçlar gütmedim. İçinde olduğum her projeyi blog yazarları hep birlikte canla başla çalışarak başardı. Ben takım ruhuna inanan biriyim. Söz konusu işlerde, sadece süreç içinde yer aldım. Bu işlere belki biraz daha fazla zaman ayırdım ve koordinasyonu sağladım. Bu işlerde tek bir beklentim vardı "gülümseyen insanlar görmek!" Beklentim fazlasıyla karşılandı. Bana bu mutluluğu yaşatan herkese de çok teşekkür ediyorum.

Son olarak, yazılarımı beğenip sayfasına alan pek çok kişi olabilir, olacaktır da. Bu beni çok mutlu eder. Çünkü, kelimelerim bir başkasının zihninde yankı bulmuştur. Ancak, bu yankı başkalarıyla paylaşılırken de var olmak isterim.

Kimse "bir şeyi izinsiz alan" olarak anılmak istemez. Yaşanan sancılı süreç her iki tarafı da üzmüştür. Yazılarımı, dostlarıyla paylaşan blog yazarı da bana ait olan metinleri sayfasından kaldırmıştır. Kendisi, değişik sitelerde gezinirken "Uzağa Giden"'e ait yazıları gördüğünü ve sayfasında yayınladığını belirtti. Kendisinin, bu konuda hakkındaki tüm yorumları Uzağa Giden ve 1MK sayfalarında yer almaktadır.

Bu yaşadığım olay, bir gerçeği açıkça fark etmeme yol açtı. Bu platform, bizlerle vardır. Hepimizin amacı kendimizi ifade edebilmektir. Blog yazarı olarak var olabilmek için yazılan yazıları okumak, yorum bırakmak tek başına yeterli değildir. Yazılan sayfada bulunan metinleri "aslı gibi korumak" da çok önemlidir.

Eğer biz blog yazarları kendi yazdıklarımızı ve başka blogdaşların yazdıklarını koruyup gözetmezse bu işi bizim yerimize kim yapacaktır?


Saygılarımla


54 yorum:

uğur erhan dedi ki...

Demek ki blog yazarlığında epey bir yol almışşsın ve senin yazılarını alıp kendi ismiyle yayınlayacak kadar şöhret olmuşsun:))

Bunu da bir sosyal proje olarak gör.:))

Yazı yazamayanlar senin yazınla kendilerini tatmin ediyorlar.

Şimdi otur klavyenin başına ne yazayım bakayım diye düşünmek yok, kopyala yapıştır altınada kendi ismini yaz. Benim kafama yattı.:))

Şimdi eğer hergün bana bir farklı yazı göndermezsen bende aynı yolu deneyeceğim.:)))

Bir internet sitesi nasıl roman yazılır diye hem görüntülü hem de yazınsal olarak ders veriyordu. Şimdi sende yazılarınının kopyalanıp yayınlanmasını istemiyorsan en azından ara sıra da olsa nasıl bir blog yazarlığı olunur diye yazılar yaz. Alsana bir tane dada sosyal proje. Bütün aklımı sana mı vereceğim ya:))))

Hadi bekliyorum bir yazı, istersen konu da verebilirim. Ama ısmarlama yazı yazmak bir sıkıcı olur. Bak bu arada kıyağıma yapıyorum, seni sana bırakıyorum yazı yazman için.:)))

Evren dedi ki...

beni gülümsetiyorsun ve ben içtenlikli gülümsemeni seviyorum...

sen kelimelerinle gülümsemeye ve gülümsetmeye devam et lütfen, gülümsetmek için gerekli olduğum her zamanda becerimin ve aklımın yettiğince gülümsemene ortağım...

Belgin dedi ki...

Her zaman yanindayiz arkadasim. Gülümsemen, gülümsetmen hic eksik olmasin:)

Sevgilerimle

♥ .* ღ .*ѕιуαн кєℓєвєк ♥ . ღ .* ♥ dedi ki...

Demek 3 yıl olcaka haa..! ALlah bizede nasip etsin..Seni çok başarılı buluyorum..Ve takdir ediyorum..Haklı mücadelene sonsuz saygı duyuyor ve destekliyorum..Umarım birdaha böyle üzücü bir durum olmaz. Bende girdim bu şahsın sitesine ama site de her hangi bir yayın bulamdım..Demekki hatasını anlamış..Buda bir lutuftur bence..Başarılarının devamını diliyırum..Allah sağlıkla sıhhatle,nice uzun yıllar,yazılarına imzanı atarsın ve daha geniş kitlerle paylaşırsın..umarım bizde yazı aşıkları olan bloggerlerde buna nail olursuz..
Saygılar, Sevigiler,Selamlar..

Emine KESGİN İLHAN dedi ki...

Uzağa giden kadını okumayı seviyorum .Çünkü yalnız olmadığımı hiSsettiriyor.Hala çocukların ve insanların yüzündeki gülümsemeyi çok değerli bulan insanların olduğunu bana hatırlatıyor.Uzağa gideni seviyorum çünkü bana yakın !

ozgurcakir dedi ki...

Fotoğraf camiasında da zaman zaman olur böyle şeyler ve her seferinde de yalancının mumu yatsıyı bile bulmadan söndürülüverir.

Demek blog yazarlarına da bazen şüphe ile yaklaşmak lazım...

Anlaşılan o ki bu sayfayı sık ziyaret eder olmuş bu yavuz hırsız ve yandaşları. Herhalde bunu da okuyacaklardır...

Buradan açık bir uyarı: benim fotoğraflarım ya da fotoğraflarıma şerh konularak yazılmış olan herhangi bir uzağa giden kadın yazısı bundan sonra başka bir platformda, aynen ya da deforme edilerek kullanılacak olursa karşılarında beni de bulacaklar. Ve elbette avukatımı da (Bkz.5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu)...

Açıkçası bu konuyla kısa zamanda sönecek bir başka yalancı mum hikayesi olduğunu düşünerek çok ilgilenmemiştim şimdiye dek ama anlaşılan o ki bu ahlaksız davranışa destek olan bir arkadaş kitlesi ile bel altına vurulmaya da başlanmış. Kulağıma çalınan benim gerçekliğimin de sorgulanır olduğu... Dediğim gibi bundan sonra beni de muhatap alacağınızı bilin. Tekrarı halinde anlarsınız gerçek mi sanal mı olduğumu.

Sevgili dostum. Yanındayım...

beenmaya dedi ki...

sağolasın
kelimelerin
düşündürdüklerin
yaptırdıkların
gösterdiklerin
ama en önmelisi
varlığın için

iyi ki varsın
ve hep olman dileğiyle...

uğur erhan dedi ki...

Aslında bu kopyalanıp kendi ismi ile yayınlama işi biraz da "uzağa giden kadın" imzasından kaynaklanıyor olabilir.:)

Kişi bakmış yazının sahibi uzağa gitmiş hiç değilse demiş o gelene kadar ben kendi ismimle yayınlayayım yazıyı.:))))

Ama kıyakçılığın sonu ayakçılık olmuş gibi.:))))

BigaripWomen dedi ki...

Utandım..Ben teşekkür ederim.
Umarım tekrarlanmaz.
Emeğe saygı duymayı öğrenirler bu yazınızla.
Elinize sağlık ancak bu kadar net ve güzel anlatılırdı..

Unknown dedi ki...

Merhaba
Geçmiş olsun. Herkes haddini bilecek... Kopyacılar da alıntı yapmayı öğrenecek ya da izin almayı veya özür dilemeyi. Emeğinizi koruma çabanızdan dolayı sizi kutlarız.

Birmilyonkalem.com olarak sizin şahsınızda tüm yazarlarımızın haklarını koruma adına yanlarında destek olacağımızı ve internet kültürünün gelişmesi için çabalayacağımızı belirtir, yaşadığınız sıkıntılar için geçmiş olsun deriz..

saygılarımızla..

senbilirsinabla dedi ki...

"Abla", onpuntocu Bruiser'in "...kahpenin kahpesi internet!" yaklaşımına -bunca zaman sonra- ilk kez can-ı gönülden katılır. Sonra, yorumlardan aldığı kopya ile 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri yasasını inceler, bakar yasada eksik yok; aksaklık, Benjamin Spock'un çocuk bakımı kitaplarından apartmalar yaptığı konuşulurken, ardını sağlam bir koltuğa yerleştirmeyi beceren profesör vak'asında olduğu gibi, yasanın uygulan(a)mamasından doğmakta... Bu durumda, "sana yapılmasını istemediğin şeyi, başkasına yapma!" evrensel, insanî, vicdanî yasaya güvenmek noktasına varan "abla", merak eder; Uzağa Giden Kadın'ı kopyalayan kişi aynı durumla karşılaşsa ne hisseder, nasıl davranırdı? Bir yandan da Mozart(lar) yanında Salieri(ler) olmanın katlanılması zor ağırlığı için, içten içe hüzünlenmeden edemez...

erkan bal dedi ki...

İnsanların sen gibi olmak istemesi ne kadar güzel ve bunu yapmak için "copy paste işte size maske" yolunu seçmeleri ne kadar çirkin...

naifkarabatak dedi ki...

Öncelikle geçmiş olsun...
Yüreğini tüm dünyaya açanlar olarak, birçok riski de üstlenmiş oluyoruz. Bunlardan birisi de "hazıra konmacı" insanlardır ki, bunlar güdük insanlardır, başkalarının başarısını kendisine mal ederek, dar bir çevreyi etkisine almak isterler.
Daha önce bende yaşadım, tıpkı sizin gibi site yetkililerini telefonla arayıp, gerekli düzeltmeyi yaptırdım. Birisinde kaldırmamakta çok ısrar ettiler, yazımın yayınlanmış tarihli JPG'ini gönderdim, bunun haksızlığını söyledim sonra kaldırdılar...
Elbette yazı oradan kalkmakla iş bitmiyor, bunun hukuki yönü de var. Şöyle ki, sizin yazılarınızı okuyan birisi, benzer yazınızı bir başkasının adıyla görünce ona değil de size bir güvensizlik olursa emeğinize, yüreğinize, kaleminize yazık değil mi?
Hem psikolojik olarak, hem mesleki olarak, hem de emeği çalınan birisi olarak güç günler geçireceğiniz açıktır.
O zaman "telif hakları"nı hesaba katarak davacı olup, bu tür emek hırsızlarına dur demenin zamanı geliyor. B
Bizlere düşen, bu tür bir yazı gördüğümüzde her iki tarafı da uyarmak, uyarılan tarafın ise mutlaka gereğini yapmasını istemektir.
Yoksa sanal alemde yazıya ulaşmak çok kolay, kopyala yapıştır demek de çok kolay. Gelin bu yüreği kopyalayıp yapıştırabiliyor musunuz, siz ona bakın.
Sevgilerimle...
Naif Karabatak

Onverita dedi ki...

Merhabalar,
Onverita olarak boyle yazilar gordugumuzde, gonderen yazarimiz eger referans vermedi ise, acik acik ekleyen kisiyi rencide edip herkese duyurusunu yapip, esas yazinin linkini eklemekten hic sakinmadik. Buna kusup gidenler oldu ancak az olsun, orjinal olsun mantigini guttuk hep.

pinomino dedi ki...

Daha önce yaşadığım benzer durum için yazdığım yazı...

http://pinomino.blogspot.com/2006/03/dnce-hrszlar.html

geçmiş olsun şebnem'cimmmm..
öpücükler kocamannn:)

Uzağa Giden Kadın dedi ki...

Bu sayfaya zihin eken, yürek koyan herkes bilir ki Uzağa Giden yorumlara yanıt vermez.

Okur zaten zihnindeki Uzağı Gideni sözcüklere dökmüştür.Bunun üzerine ne desem azdır!

Ama bazen öyle şeyler olur ki; okur yeni yazılar yazdırır Uzağa Giden'e. En son bunu "Zahir" yaptı. Bir soru sordu bana, ben de ona bir şiir yazdım. Benim bildiğim yoruma yanır budur.

Şimdiye dek yanıt vermediğim okurlarım bana kırılmasın sakın! Ama bugün durum biraz farklı. O nedenle herkese seslenmek istedim.

Düş yolumu düşüncelerle çeviren, sayfama gelip giden herkese teşekkür ederim.

Uzağa Giden Kadın dedi ki...

Işık…

Okuyamadığımız onlarca blog var. İçlerinde kim bilir ne kadar kıymetli yazarlar var. Bir süre önce neden blog yazarları süreli bir yayında yazmıyor tartışmasını yapıyorduk. Çünkü, emeğimize kendimiz sahip çıkmıyoruz. Sanırım en önemli sosyal sorumluluk projesi kendimize ait olanı korumak ve paylaşabilmek olmalı. İlgi ve desteğiniz için teşekkürler.

Uzağa Giden Kadın dedi ki...

Evren…

Ne zaman yüreğim sıkışsa adınca yanı başımda olursun. Her an, her halde seninle gülmek çok güzel. Nice güzel işlere birlikte imza atabilmek umuduyla.

Uzağa Giden Kadın dedi ki...

Belgin…

Sen o güzel sevgi dolu yüreğinle benim yanımda olduktan sonra, biz nice çocuğun kahkahasına saklanırız. Desteğin için teşekkürler.

Uzağa Giden Kadın dedi ki...

Siyah Kelebek…

Beni her zaman güzel dualarla karşılayan dost! Sayfan yazmak istediğince akıp gitsin. Hepimiz için güzel paylaşımlar olsun. Desteğin için teşekkür ederim.

Uzağa Giden Kadın dedi ki...

Kardelen…

Uzağa Giden’de seni çok seviyor. Bu sayfaya her geldiğinde senden kalan izleri görmek hep hoşuma gider. Kaç çiçek bilirsin ki soğuya ve tekliğe kafa tutar senden başka. Çocuklar hep gülsün. Bilmediğimiz pek çok coğrafyada onlarca insan çocuklar için çalışıyor. Sayımız artmalı! İlgi ve destek için teşekkür ederim.

Uzağa Giden Kadın dedi ki...

Sevgili dostum Özgür,

Öncelikle seni tanıdığım için çok şanslı hissediyorum kendimi. Fotoğraflarına her baktığımda, zihin hapishanesinden başka bir çıkış yolu buluyorum çünkü. Kelimeler boş bir vagon görüntüsünden çıkıyor, anlam kazanıyor her an ve her durumda. Yaşamı tek bir kareye sıkıştırmak ve onların kaderini yazmak… Sabit bir zamana karşın hareketi hissedebilmek. Seninle birlikte bunları öğrendim. Ekip olarak çalışmak her zaman kolay bir iş değil. Ama biz iyi bir takımız! Bu süreç içinde yanımda olduğun için teşekkür ederim. Ne senin fotoğraflarının, ne de benim yazdığım yazıların reklama hiç ihtiyacı yok. Önemli olan üretebilmek. Hayatı bir yerlere saklıyoruz. Sen fotoğrafla, ben yazıyla… Dilerim bu hep devam eder yüreğimizce. Teşekkür ederim dostum.

Uzağa Giden Kadın dedi ki...

Özlem’im! Gerçek bir dostsun sen. Aynı yerde yazmaktan onur duyduğum bir insansın. İyi ki yanımdasın. Her şey için teşekkürler. Kırmızı Günlükte yayınladığın yazının linkini lütfen buraya ekle. Böylece hepimiz bu konularda duyarlılaşalım.

Uzağa Giden Kadın dedi ki...

BigaripWomen...

Ben inanıyorum ki 1MK senin gibi genç ve üretken editörlerle çok iyi yerlere gelecek. Desteğin için teşekkür ediyorum.

Uzağa Giden Kadın dedi ki...

BİRMİLYON KALEM AİLESİ...

Editörlüğünü yaptığım 2 yıl boyunca her zaman n iyi ve en güzele ulaşmayı hedefledim. Bu süreç içinde çok hoş işleri birlikte yaptık. Pek çok dost edindim.
Ama bizim çekirdek bir editör-yazar grubu var. Bugün en çok onlara selam yollamak istedim. Erkan Bal, Naif Karabatak, Senbilirsinabla, Zuhal Vogit ve Funda Gülseven... Bu süreç içinde bana verdiğiniz destek için hepinize çok teşekkür ederim.

Uzağa Giden Kadın dedi ki...

senbilirsinabla...

Bir film izlesem eğer Abla'm onun kritiğini yazdıysa mutlaka okurum. Çünkü gözüme başka planalr eklenir.

Gittiğim yerleri Abla'm anlatıyorsa mutlaka okurum. Anılarımı tazelemek dışında, orada göremediğimce yaşantıalr saklıdır.

Yazdığı her yazıda yaşama özgünlüğünün ne olduğunu bana hissettiren, kendisi gibi kalem kullanmayı çok istediğim ve çok sevdiğim Abla'm ilgi ve desteğiniz için çok teşekkür ederim.

Uzağa Giden Kadın dedi ki...

TiO...

İşte keşke ben de böyle yazabilsem dediğim bir blog yazarı daha. Her cümlede bir zeka parıltısı, ince bir gülmece ustalığı.

Ama ben böyle yazamam. Çünkü ben Uzağa Giden'im.
Sadece okurum. Okuduklarımdan analdıklarımı ise yorum olarak yazarım.

Destek için teşekkürler.

Uzağa Giden Kadın dedi ki...

Naif Karabatak...

Önce Adıyaman'daki okurlarım küsmüş bana. Neden sürekli kısa şiirlere ayırıyormuşum sayfamı. Kırılmasınlar. Gazete Adıyaman'da ayzmaktan dolayı çok keyif almıştım. Naif Bey'in editörlüğünde çalışmak her zaman çok hoştu.

1MK çok güzel işlere imza attık. Dilerim bundan sonraki projelerimizden biri Çelikhan'a bir sinema kurdurabilmek olur.

Destek için teşekkürler.

Uzağa Giden Kadın dedi ki...

Onverita Ailesi ...

Her zaman yanımda olan ve desteğini hep hissettiğim dostlarımın bulunduğu Onveritaya teşekkürler.

Birlitke nice projelere imza atabilmek umuduyla...

Uzağa Giden Kadın dedi ki...

Pino!

Düz çizgi bile çizemeyen biriyim. Ama bu gün çizdiğin mor elbiseli kıza baktım. Cebinde bir kedi saklanmış. Bu gün o benim. İmagine dinlerken çok keyif aldım. Her durumda yanımda olan, çocuklar için güzel şeyler yapabilme güdümü artıransın. SENİ ÇOK SEVİYORUM...

Meraklı Minik'te konuk yazar olduğumda seni tanımayıp, blogda bulmuş olmamsa ne hoş bir yaşam tesadüfü. Desteğin için teşekkürler.

Aydan Atlayan Kedi dedi ki...

Bunu ben de defalarca yaşadım. Milliyet Blogda yazdıklarımı sayısız yerde gördüm. Hep aklıma şu soru takıldı: bu yazıyı kimin yazdığını altına not olraka düşmek bu kadar zor mu? Bunun hırsızlıktan ne farkı var ki? Bu konu ile ilgili daha önce ben de şöyle bir şey yazmıştım:
http://aydanatlayankedi.blogspot.com/2009/03/emek.html
Not: aynı yazıyı bir milyon kalemde de yayınladım. Çünkü artık buna bir dur dememiz gerekiyor. İnsanlarının bunun hırsızlıktan farkı olmadığını anlamalarını, başkalarının emeklerine saygı duymayı öğrenmeleri gerekiyor.

Ufuk dedi ki...

Şebnem'cim,

Özünü Facebook'da yazdım.. Buraya da sana destek olmak için yazıyorum..

Böyleleri hep olacak.. çünkü güzel yazıyorsun.. beğeniliyorsun.. yapamayanları özendiriyorsun.. bazıları kendi hayırları için doğru olanı yapıp senden ilham alıyorlar ve kendileri de yazma çabasına girişiyorlar, bazıları ise kestirme yolu seçip senin yüreğine , kalemine sahip çıkıyorlar.. güzel arkadaşım, kim kaybeder böyle bir durumda? onlar.. tabii ki sahip çıkıp mücadele edilecek en sağlam şekilde ama kendini üzmeden, güçlü ve şanslı durumda olanın sen olduğunu unutmadan..

o yürekle sırtın yere gelmez senin :)

Ufuk

beenmaya dedi ki...

bir önceki yorumumda da dediğim gibi benimde başıma gelmişti bu. ve nedenini sorup da gereğinin yapılmasını talep ettiğimde yazılarda "alıntı" yazdığını ama benim görmediğimi söylemişti neredeyse bütün blogunu benim yazılarımdan oluşturan arkadaş sonrada blogunu davetli yaptı. yani yazılarım kaldırıldı mı yoksa hala davetlilere özel olarak yayında mı bilemiyorum da...

konuyla ilgili yazım; http://beenmaya.blogspot.com/2009/09/almak-mi-calmak-mi.html

bir de milliyet blogda denk gelmişti aynı durum başıma. milliyet blogda yayınladığı yazım aynen, sadece başlığı değiştirilerek yayınlanmış yani resmen pişti olmuştuk. üstelik bunu yapan arkadaş milliyet blog izmir toplantısına bizzat katılmış ve orada bazı yazar arkadaşlarla yüzyüze tanışmış bir kişiydi. o zamanda yine bir yazı yazmıştım;

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=131038

Uzağa Giden Kadın dedi ki...

Aydan Atlayan Kedi...

Verdiğin destek için teşekkür ederim. Bu konuda beni en iyi anlayan dostlarımdan birisi olduğunu biliyorum. Emeğe saygı konusu gerçekten çok önemli. Bu konuda duyarlılaşabilmek umuduyla.

Uzağa Giden Kadın dedi ki...

UFUK...

Seni ilk tanıdığım günden beri her iletişimimizde hep ruhum genişler. İyi ki varsın. Desteğin ve sevgin için çok teşekkür ediyorum. Güzel işlere birlikte imza atabilmek umuduyla.

Uzağa Giden Kadın dedi ki...

beenmaya...

Bu konudaki deneyimlerimizi aktarmalıyız. Pek çok kişi benzer şeyleri yaşamış ancak konuyla ilgili bir arpa boyu yol alınamamış. blog yazarlarının hakları nasıl korunabilir. Pratik annenin sayfasında hoş bir yasal uyarı gördüm belki her sayfaya öyle bir şey hazırlanabilir...

AYKIZ dedi ki...

bu güne kadar eğer benim paylaşımlarımda dikkat eden olduysa bazı tümceler "".."" tırnak içindedir...ya da bazı dizeler...yaşayan ya da ölmüş yazarlarımızdan alıntı yaptığımın göstergesidir o...

Çünkü ben bir HUKUKÇU'yum..alıntı-intihal olmadığı sürece kabul edilebilen bir paylaşım türüdür..İNTİHAL ise çalmak demektir...birazını-ya da tümünü...farketmez..başkalarını yanıltmak da bir tür hırsızlıktır..çünkü kendinize ait olmayan güzel bir şeyle başkalarının gözünü boyuyor-gönlünü kazanoyor-çalıyor-sunuz demektir...Hırsızlık ise yasalarımızda suç...ceza yasası anlamında da suç..Fikir ve Sanat Eserleri üzerindeki haklarımızı düzenleyen Fİkri ve Sınai haklar hukuk açısından da..
Süleyman Bey'in ALINTI NASIL YAPILIR tanımı güzel...bunu hepimiz uygulamalıyız...birebir almak bazen çok bellidir hemen yakalanır..ama değiştirerek alırsanız -nitelikli çalma diyelim- o zaman anlamak uzmanların işidir...cezası da daha çok olur..ceza davaları ile..maddi ve manevi tazminat davaları ile..

yazmak ciddi bir iş...hele de fikri eser sahibi olmak...bilgi gerekir her şeyden önce...

YAZMA SANATI kitaplarından , internet ortamında "intihal nedir , fikri hak ne demektir" sorguları yaparak okumalıyız ve en azından burda biz başlayabilmeliyiz hak ve hukuk içinde paylaşım üretmeye..

Sürecin bize bir şeyler öğretmiş olmasını kazanç sayalım..üzülen dostlara bir teselli olur umuduyla..

NzN dedi ki...

Oralarda buralarda dolaşırken bir şekilde yolum buraya da düştü.Henüz inceleyemedim blogu ama baktım sosyal sorumluluk diyor, çocuklar diyor, kütüphane kuralım diyor hemen durdum ve iki satır yazmak istedim.
Ben de kendi çapımda çocuklar için elinden geleni yapan biriyim(kitap yardımları,kütüphane destekleri vs.).Blog olayında ise tamamen yeniyim.E-mail göremediğim için özelden yazamadım.Varsa göremediğim bir e-mail adresi rica edebilir miyim? Belki benim de desteğim olur bazı projelere.

Sevgiler.

Adsız dedi ki...

Uzağa Giden'i okumaktan büyük zevk alanlardanım..

Hele Kadın'ı anlatmıyo mu.. Hele gelincik demiyo mu.. Kendimi buluyorum diyebilirim yazılarda..

Bir de madımak olayını anlattığınız yazınız vardı hiç unutmuyorum..O kara günü bizzat hatırlayan biri olarak sizi çevremden yakınlarımdan biri gibi görmem kaçınılmaz oldu..

Tahmin ediyorum ki aynı bozkırın çocuğuyuz (:


Uzağa Giden..Sizi seviyorum efenim :)

Uzağa Giden Kadın dedi ki...

AYKIZ...

Dostluğumuzu bir köşeye koyacak olursam, bir hukukçu olarak gerçekten bu konudaki duyarlılığınızı çok iyi biliyorum. Önce kendimizin içine sinmeliyaptığımız işler. Kalem tuttuğumdan beri içime sindi yazdıklarım. Sadece Uzağa Giden olarak değil hem de.

Çok haklısınız sevgili AYKIZ bu süreç bana çok şeyi öğretti. Öncelikle blog yazarlarının emeklerinikorumakiçin çalışmak gerektiğinigördüm. Şimdi bu konu üzerinde çalışıyorum.

Sizin gibi dostlarında bana yol göstereceğine inanıyorum. Sevgilerimle..

Uzağa Giden Kadın dedi ki...

NzN...

Sosyal sorumluluk projelerinde çalışmak isteyen herkes birbirini buluyor eninde sonunda. Konuyla ilgili size bir e-posta gödnerdim.
Birmilyonkalem.com Sitesinin projelerinde yer almak isteyen herkes birmilyonkalem@gmail.com adresine yazabilir.

Selamlarımla

Uzağa Giden Kadın dedi ki...

Karanlık...

Ben de Uzağa Giden'i yazmayı çok seviyorum. İlk yazdığım yazılara bakıyorum arada bir. Nasıl da kadın geliyor bana. Şimdi yazdıklarımda daha çok hayat var. Bozkır zamanları başka güzl değil mi? Yüreği kavruk Anadolu insanını anlatmayı seviyorum. Yalnızlığı halıya, türküye, dağa işleyen insanları yazmayı seviyorum. Bozlaklarla ağlamayı belki. 2 Temmuza gelince... Bazen takvim aymazlığı olsun istersin, herşey değişse. Sevdiklerin seninle olsa. Olmuyor işte gelincik olmuyor.

İlgi ve destek için çok teşekkür ederim.

Adsız dedi ki...

Evet Uzağa Gidenim..Bazenleri atabilsek keşke..

Veyselin memleketinden de zaten halıya, gökte uçan kuşa yazılmayan bir ezgiden başkası yaraşmaz..

Keşke olmasaydı 2 Temmuz.. Keşke feryatlar göğün karasına karışmasaydı.. Keşke takvimlerden bir gün eksiltmeseydik.. Keşke..

Bende epeydir yazılarını takip edenlerdenim.. Bozkırın kış ayazlarında yazılarınla ısındı yüreğim.. Öyle bensel ki.. Öyle bizden evimizden birisin ki..Kaleminden buğday kokusunu almamak imkansız.. Şimdilerdeki yazıların gerçekten dolu dolu hayatı anlatıyor..


Ben bir öğretmenim..Bilgisayar öğretmeni..Ve dersine girdiğim öğrencilerimin çoğunun evinde bilgisayarı yok..Okulda o kadar ilgiyle ve sevinçle ders dinliyorlar ki duygulanmamak elde değil.. Kendi kitaplarımdan onlara hediyeler verdim.. İnşallah Allah yardım ederse daha da çok çocuğu kitaplarla buluşturmak istiyorum..Sosyal Sorumluluk Projesi'nde yaşadığınız duygunun ne demek olduğunu bir nebze de olsa hissettim.. Bende yardımcı olmak isterim sizlere..

Çocuk dedi ki...

İki sene evveldi sanırım, benim de başıma böyle bir olay geldi.. Lâkin benimki o kadar yüzsüzdü ki, yazdığım yazının altına gelip yorum yaptı.. Yorumunda, sanki yazı ona aitmiş ve ben çalmışım gibi cümleler kurmuştu.. Arkadaşlarıma söylemiştim ve tepki göstermiştik toplu olarak ama o kadar yüzsüzdü ki, yine bizi suçlu çıkarmaya çalışmıştı.. Biz de baktık ki laf anlamayan biri. susmak zorunda kalmıştık..

Bunun haricinde iki kere daha yazımın çalındığını hatırlıyorum.. Lâkin o insanlara tepki gösterince, özür dileyerek yazılarımı silmişler veya kaynak belirtmişlerdi..

Bir de "evimdeki çekyatla seviştiğimi" belirtir bir yazım vardı.. Forum sitelerinden birinde görmüştüm o yazımı.. Kaynak belirtilmemişti.. "Yazarlar da manyaklaştı" diye bir başlık açarak, yazıyı tartışmaya açmışlar ve o yazıyı yazan kişinin kesinlikle psikolojik sorunlu biri olduğu kararına varmışlardı.. :)

Demem o ki; hepimizin başına geliyor böyle durumlar.. Ülkemizde üretmeden, ürütenlerin hakkını gasp eden çok insan var.. Bununla ilgili yapabileceğim bir şey varsa, destek olmaya hazırım..

Tabii tüm bunları söylerken, şunu da belirtmeden geçemeyeceğim : Ben, birisi benim yazımı çaldıktan sonra korsan kitap ve cd almaktan vazgeçtim.. Benim de emek hırsızlığı yaptığımı yaşayarak öğrenmiş oldum.. Şerden hayır çıktı yani.. Maalesef bizler de şarkı indiriyoruz, karson kitap/cd alıyoruz.. Birinin resmini veya fotoğrafını, yazılarımızda kullanıyor ve hiç değilse bir kaynak bile belirtmiyoruz.. maalesef bizler de suçluyuz..

Ayhan Köken dedi ki...

Emeğe saygı gösterilmesi,fırsatçı ve hazırcılara göz açtırılmeması konusunda gereken hassasiyetin gösterilmesi gerekir. Her şeyden önemlisi insanların her konuda iyi eğitilmesi ,vicdan ve ahlak sahibi olmaları konusunda duyarlı davranılması şarttır EĞiTİM eğitim eğitim...

Yaşamın kıyısında dedi ki...

"Meyve veren ağaç taşlanır" buna deniyor demek ki?
Bir insanın kendi varlığına inanmaması da denilebilir...

icimdeki yolculuk dedi ki...

sevgili uzağa giden kadın;bende bi çok site ve forumlarda arkadaşlarımın yaptıkları el becerilerini alıp birde kendim diye yaptım deyip ballandıra ballandıra yazanları gördüm arkadaşlarımı uayrdım.bi arkadaşımız blog hırsızlığına karşı güzel bi eklenti yayınlamış bi bakmanızı isterim işinize yarar eminim.http://www.atolyesergun.com/2009/11/blog-hrszlarna-kars.html. umarım tekrsr yaşanmaz.
sevgilerimle

E. Ali dedi ki...

Bazı sorunlar yüzünden takip ettiğim blogların yazılarını geç okuyabiliyorum. Bu arada sizin de başınıza içerik hırsızlığı gelmiş.
Bu sorun her zaman olacak. Kimileri bilerek yapıyor, bazen de hiçbir şey bilmeyen insanlar "bilmeden" içerik hırsızı oluyor. Ne yaptıklarının farkında değiller. Her gün internetle yeni tanışan insanlar var. Her gün blog açan, site kuran insanlar var. Sıfırdan başlayanlar çok fazla. Hiçbirşey bilmiyorlar ve başka sitelerde bloglarda gördükleri beğendikleri yazıları alıp kendi sitelerinde veya üye oldukları sitelerde kendi adlarına yayımlıyorlar.
Bilmeyenlere kızamıyorum ama içerik hırsızlığı nedir bilenlerin yapmaları oldukça sinir bozucu bir şey. Benim de pekçok yazım pekçok sitelerde, bloglarda, forumlarda izinsiz ve alıntı olduğu belirtilmeden hırsızlamasına yayımlanmış durumda. Hangi birisi ile nasıl uğraşabilirim? Benim yazılarım sizinkiler kadar değerli olmayabilir ama sonuçta bir emek var. Yaklaşık bir yıldır sinirlerim bozulmasın diye araştırmıyorum.

Neyse, tespit edebildiklerinizi düzelttirebilmişsiniz, sorun çözülmüş. İnşallah bir daha böyle üzücü şeylerle karşılaşmazsınız.

Uzağa Giden Kadın dedi ki...

Çocuk...

Sen öyle bir yüreksin ki sayfana gelenler bunu anlar. Tek başına yaptığın tekerlekli sandalye projesi, sonra okul çocukları için yaptıkların...

Öyle yazıların var ki çoğu aklımda saklı. 23 Nisan Özel sayısında yazdığın okul günlüğünü bu yıl 24 Kasım Öğretmenler günü içinde yayınlamak isterim. Bazı yazıların gerçekten çok muzip ama süreç içinde onu değerlendirmek gerekli. Yani cımbızla çekip tüm yazıları incelersen içlerinden neler neler çıkar. Benim yazılarımı sayfalarına taşıyanlarda çoğu zaman açık saçık resimler kullandığımı, koyduğum şerhlerde çok kelime oyunu yaptığımı, link olarak verdiğim sayfaların yapısına akdar pek çok eleştri getirmişler. Gülümsedim sadece tüm bu söylemlere. Çuvaldızı kendimize batırma zamanı geldi. Bu süreç içinde bana verdiğin destek için çok teşekkür ediyorum. Nice keyifli yazılarını okumak, güzel projelerinde yer alabilmek umuduyla...

Uzağa Giden Kadın dedi ki...

Ayhan Köken...

Edebiyat öğretmenim sayfama gelip benim için yorum bırakması inanılmaz bir onurdur. Bunun üzerine ne soylesem az olacak. Verdiğiniz destek için çok teşekkür ederim.

Özlemle öpüyorum Öğretmenim!

Uzağa Giden Kadın dedi ki...

Yaşamın Kıyısında...

İnsan yaşamın her aşamasında ötekine muhtaç. Biz birarada yaşamak üzerine programlanmışız. Her yaptığımız işte birbirimizin izi var. Böyle olunca güzeliz. Ama birinin yüreğini, düşüncelerini kopyalamak... Dediğinizce "Bir insanın kendi varlığına inanmaması" bu.

Desteğiniz için teşekkürler. Sevgilerimle

Uzağa Giden Kadın dedi ki...

içimdeki yolculuk (funda)...

1MK olarak biz de pek çok siteyi incelemeye başladık. İş sadece yazarlarla ilgili değil aslında. Tanıtım açamklı kullandığımız fotoğraflar, resimler ve müzikler için de aynı şey geçerli. Bu bilgilendirici paylaşım için teşekkürler. Yazarından izin alıp 1MK da yayınlayabiliriz.

Desteğiniz için teşekkürler

Uzağa Giden Kadın dedi ki...

E. Ali...

Ne demek benim yazıların sizinkiler kadar değerli olmayabilir! Emekten öte orada siz varsınız. Yaşadıklarınız, düşünceleriniz ve duygularınız saklı her bir cümlede.

Görünen o ki herkes benzer bir şeyden yakınıyor ama bunu önlemek için bir şey yapılmıyor. Herkes kendi yaptığına ne kadar sahip çıkıyorsa ötekine de o kadar sahip çıkmalı. Yoksa "çakma" hayatlar dünyasında kendimizi kaybedeceğiz.

İlgi ve desteğiniz için teşekkür ederim.

Çocuk dedi ki...

Artık yeni yazılar kaleme almanın zamanı geldi..