Söyleyemem Derdimi



Kuru fasulye pişiriyorum dedi yanında da tereyağlı pilav.

Bu adama bayılıyorum. Ama bunu ona çok az söylüyorum. İnanılmaz güzel yemekler yapıyor. Bunu ona hep söylüyorum. Her yemek pişirdiğinde beni çağırıyor. Beni ilk kez evine çağırdığında da taze fasulye pişirmişti zeytinyağlı.

Sen çok yoruldun hadi gel, ye, sonra uyursun demişti. Ben üzerini örterim. Üşürsen de sarılırım!"
Aramızda bir bağ oluştu. FASÜLYEDEN de olsa bir bağ var aramızda.

Ben bunları düşünürken o davudi ses kulaklarımda çınladı.
Kuru fasulye ve pilav var akşama geliyor musun?
Gerçekten mi ? dedim. Bayılırım ben kuru fasulyeye. Hele pilava. Şey pilavda bol şehriye olsun. Tel şehriye ama. Pilav pirinç değil, şehriye pilavı gibi olsun ama. Yanında küçük biber turşusu da olsun isterim. Hani yiyince dudaklarını kıpkırmızı yapan. Galonlarca ayran içsen de içindeki yangının geçmediği. Bu turşunun acısı sadece öpücükle geçer biliyor musun?

Hınzır kedi gibi gülümsedi. " Tamam o zaman bizim menü belli oldu. Akşama düdüklüde öpücük var. Gelirken sen de tatlı al."

" Tatlı! " dedim. İçimdeki Kadın konuşmaya başladı. Tatlı şekerim, kilo, selüit yapar. Yazı kim takar anacım. Mayo, bikini, yokini. Adam tatlı istiyor tatlı! Düdüklüde öpücük pişiriyor. Eli boş gidilir mi? Fırında sütlaç, hanımgöbeği, dilber dudağı.. Ne o öyle mesaj verir gibi.
" Ne tatlısı alacaksın bakalım? " dedi. Adamın sesi içimdeki Kadının sesini bastırdı.
" Namuslusundan kaymaklı ekmek kadayıfı alayım mı? " dedim .
Gülüştük.
" Yemekten sonra da kahve yaparım ben sana. Orta şekerli, çok köpüklü.. Sonra bir de şarkı söylerim tamam mı? ”
Kahkahası çınladı birden kulaklarımda..
" Ne söyleyeceksin bana " dedi.
" Söyleyemem derdimi " dedim.
" Senin bir derdin mi var? " dedi.
" Evet var! Derdim sensin. Sen! " demedim tabi. Adam bana yemek yapmış, tatlı al gel diyor. Ben böyle derdi yerim, içerim.. Üzerine bir de şarkı söylerim! Adamım benim..
"Ama bu şarkı kahveyle gitmez ki" dedi.
" Gider " dedim.." Yanına başka hicaz şarkılarda açarım ben sana. Sonra nihavent ve hüzzam geçiş taksimleri yaparım."
" Mırıldan bakayım sen şu şarkıyı " dedi..
Başladım söylemeye..

Söyleyemem derdimi kimseye derman olmasın diye
İnleyen su kalbimin sesini a yar duymasın diye
Sakladım gözyaşımı vefasız o yar görmesin diye
İnleyen su kalbimin sesini o yar duymasın diye

Bir sessizlik oldu.

" Sesini çok özlemişim " dedi." Senin bu evde olmanı. Ama en çok bana bakmanı. Bana yemek pişirmeni özledim.. Hafta sonu o uyduruk çorbayı içtim durdum. Neydi mantarlı, şehriyeli yoğurt çorbası. Şimdi de kahveli şarkı akşamlarını başlattın."
Biliyor musun? dedim!
" Seni seviyorum! "
"Akşam daha olmadı" dedi.
"Çabuk akşam olsun de’mi? " dedim.

Akşam oldu! Ben ona gidiyorum! Kuru fasulye, tereyağlı pilav ve tatlı yiyeceğiz. Kahve içeceğiz.. Şarkı söyleyeceğiz.. Bir mayıs akşamı başka ne yapılır ki..

Hiç yorum yok: