bu gün “beni öyle bir yalana inandır ki ömrümce sürsün doğruluğu”
iyileştim de!
iyileştim de!
Beni kuzum hasta olmuş. Ateş sarmış her yanını. Bu soğukta benim kuzum kor olmuş; dudakları çatlamış bedeninin sıcaklığından. Kara gözlümün sözleri solmuş. Benim kuzum hasta olmuş! Kış kuzumun bedenine tutunmuş öyle geçiniyor şimdilerde. Kış bu sene fakir kalmış; ısınmak için yürek kovalamış. Benim KUZUMU bulmuş! Kanadı kırılmış kışın, gelmiş benim KUZUMUN dalına konmuş. BİRİCİĞİM! Hasta olmuş..
İnsan demez mi hiç hasta oldum diye! Bir ışık göndermez mi?
Üşüme sakın. Hemen iyileşmen için dua ediyorum. Annenin çorbasından yapıyorum sana için ısınır şimdi. Memleket türküleri, bizim ellerin havası, az Annen koydum çorbana. Sen ister tuz koy, ister biber! İçine kendimi koydum. Selam koydum şehrimden sana. Kimi özledinse kapa gözünü o gelecek rüyana. Annenin çorbasından yapıyorum sana. Üşüme tamam mı? Sakın yalnız kaldım sanma. Gökyüzüne bak şimdi. Çocukluğundaki yıldızlar kucaklayacak seni. Ay bir görünüp, bir kaybolacak göz kırpar gibi. Tüm düşler bu gece senin. Kapa gözlerini emin ellerdesin. Yıldızları her gece yakan bakacak sana. Ben de geleceğim. Düş sanma, gerçekten geleceğim. Usulca öpeceğim gözlerinden, bir kaşık çorba içireceğim sana. Baban seslencek "erkek adam naz yapar mı?" diye.. Annen "oğlum" diyecek sana..
Annenin çorbasından yaptın sana. Sabaha bir şeyciğin kalmayacak. Sakın bir daha hasta olma. Kapa gözünü şimdi masal anlatacam ben sana. Babaannemin masallarını anlatcam. Masal masal içinde diye söze başlayacağım. Bir varmış, bir yokmuş. Develer tellal, pireler berber iken, ben ninemin beşini tıngır mıngır sallar iken bir Uzağa Giden Kadın varmış. Aslıdna yeryüzünde pek çok canlı yaşarmış. Uçanı, kaçanı, yüzeni, sürüneni, tüylüsü, pullusu, zırhlısı, kanatlısı, hörgüçlüsü, iki ayaklısı, kırk ayaklısı, minicik olanu, dev gibi bakanı, inananı, inanmayanı diye başlayacağım. Masallar fısıldayacağım sana gece gece.. Başka ilacım yok benim. Başka yorganım kalmadı. Sözlerle örteceğim üstünü, kalbimle saracağım seni. Sonra dua edeceğim. Çabuk iyileş diye..
Çabuk iyileş tamam mı? Ben sana yine pişiririm Anne’nin çorbasından. Çorba içmek için hasta olman gerekmez ki. Söyle ben pişiririm.
Sonra ekmek gibi doğrarız şiirleri, masalları çorbana. İçersin! Belki beni görürüsün rüyanda.
Kapına bi tas çorba bıraktım dumanı üzerinde. Ona sokak kedisi muamelesi yapma. O sadece dumanı üzerinde bi tas çorba.. Yüreğimden sana!
3 yorum:
demek bir kitabınız yayınlanıyor,hayırlı olsun...
bu enfes yazıda anne şefkatinin sıcaklığını öyle hissettim ki,öyle kıskandım ki,ben de oğluma bu kadar yakın mıyım diye sorguladım bir an kendimi...annelik bambaşka bir dünya,teşekkürler güzel yüreğine...
"Kim o" demedim; biliyorum sensin, sen..
Öyle bir sen ki gelen kapıma;
Baştan başa ben..
Kelimelerinden yankılanan, sanki ben..
Ana çorbası başkadır; yalnızlığa iyi gelir.. Hayali bile..
-mka-
Sevgili Delfina...
Senin yüreğin anne. Yazıyı bak nasıl da algılamışsın. Uzağa Giden Kadın aşık. Kuzusu da sevdiği! Onun bebeği yok ve hiç bir zaman olmayacak. Bence o seni kıskanmalı zihninde her zaman oğlunu yaşadığın için. Sevgilerimle..
Sevgili -mka-...
Gelir gider okursun. Sözün soluğun bu satırlardan hiç kesilmesinden. Belki hayalden öte biz de bir gün içeriz annemizin çorbasını
Yorum Gönder