Çukurovalıyım.
Okuyacağınız kavruk zamanları,
Yalın ayak köy masallarıyla geçiren bir çocuğun yaşam hikayesidir.
Akdeniz’dir benim yaşamım.
Bir yanım çöl, öte yanım deniz..
Bir yanım dağ, öte yanım deniz..
Bir yanım okyanus, öte yanım deniz..
Benim kısmetime düşense Heidi’nin kulübesine benzer bir ev. Şikayetim yoktur. Bilirim herkes kendi yaşamını sürer. Bende kendi tarlamı sürüyorum. Kadercilik değil bu. Sadece yaşıyorum. Hepiniz gibi benimde hayallerim var. Büyüyünce öğretmen olmak istiyorum. Siz bu söylemlere çok alışıksınız. Belki sadece bir reklam filmiyim sizin için. Ama benim hayatım gerçek. Onu ben yaşıyorum. Düşünüyorum şimdi başka hangi ülkelerde Kardelenler, Haydi Kızlar Okula gibi kampanyalar var mıdır diye. Bilmiyorum. Vardır belki diyorum kendi kendime.. Neden mi?
Hiçbir coğrafyada yaşamın kolay olmadığını öğrendim on bahar gördüğüm yaşamımda. Bizim en azından bir evimiz var. Babam ve annem çalışıyor. Ben ve kardeşim okula gidebiliyoruz. Sıkıntılarımız çok. Toprağımız verimli ama su yok. Kuyu açtırdık bu yaz ama çok borçlandık. Bu nedenle daha çok çalışıyor babam. İlk kez evimizin önündeki toprağa bakla ektik. Annem gün boyu tarla ile uğraşıyor. Borçlarımızı ödemek için ineğimizi sattık ama parasını alamadık. Kriz yüzünden ikinci alacağımızı ödeyemedi ineğimizi satın alan amca. Ama üzülmüyoruz. Yaşam, para için üzünülmeyecek kadar sert çünkü. Önemli olan içinde nasır tutmamak. Geçen yıl amcam öldü kanserden, daha 37 yaşında. Zor bu topraklarda hayat anladığınızca.
Yaşam hikayemi neden mi anlattım size? Ben kendim için bir plan yaptım. Çok çalışacağım ve öğretmen olacağım. Yatılı bir okulda okumalıyım ki, kardeşimin yolu açılsın. O da okul basamaklarını bir bir çıksın. Hayal ediyorum hep uzak diyarları, şehirleri, başka çocukların okullarını. Geçen yıl Ankara'ya gittim. Şehir çok büyüktü. Hiç o kadar çok arabayı bir arada görmemiştim. Karıncalar gibi hareket eden, çok az gülen insanları gördüm. Anıt-Kabir'e gittim. Gördüğüm en güzel yerdi. Sonra oradaki okulları görünce ben de böyle bir okula gitmeliyim dedim. Çok çalışmam ve kitap okumam gerektiğini düşündüm. Köyümüzde bir kütüphanemiz olsun istiyorum. İçinde okuyabileceğimiz, bize bilmediğimiz dünyaların kapılarını açacak kitaplar olsun istiyorum.
Benim hikayemi okuyanlar sadece üzülmesinler. Çünkü bunda üzülünecek bir şey yok. Herkes yaşam sorumluluğunu almalı. Şimdi düşün! Sen ne yaptın bugün kendinden başkası için. Sahiden bir şey yapmak istersen HER ÇOCUĞUN BİR MASALI OLMALI KİTAP KAMPANYASINA katıl. Belediye Başkanımız bize bir oda verdi. Orayı kütüphane yapmak istiyoruz. Haydi sende rafa bizim için bir kitap koy.
BirMilyonKalem EDİTÖR'ünden..
Değerli dostum Erkan BAL ile birlikte 1MK'da 23 Nisan sayfasını tasarlıyorduk bundan bir kaç gün öncesine kadar. Çocukların sorunları yazalım derken, işte geldiğimiz son nokta budur dostlarım. 23 Nisan sayfasına yürek koyan sevgili dostum ÇOCUK'un destekleriyle HER ÇOCUĞUN BİR MASALI OLMALI kampanyası haberini yüreğinize fısıldıyorum.
Mersin'in Yeşilovacık beldesinde yaşayan çocuklar sizden gelecek kitapları bekliyorlar.
Yapılacak çok iş var! Bu yazı sadece bir başlangıç.........
! Kitapları nereye yollayacağız diye soran dostlara.. Kampanya ile ilgili tüm bilgileri Bir Milyon Kalem http://www.birmilyonkalem.com/ sayfalarından izleyebilirler
2 yorum:
Nasıl katılıyoruz? Kitapları gönderebileceğimiz bir adres falan (:
o zaman şimdi kolları sıvama zamanı...
Yorum Gönder