ISSIZ BİR ADAYA DÜŞSEM YANIMA ALACAĞIM AYRILIKLARIM

Gidişler
Uzağa gidişler
Kız kardeşim gibi..
Dedem gibi..
Yollamaya kıyamadıklarım!
Erken vedalara..

Bir gece yarısı. Bir telefon çalar. O anda zil sesiyle aranda kuvvetli bağ oluşur. O seni, sen onu hissedersin. Konuşur seninle ince ince. Bilirsin, bu ölümün ince davetidir. Sıra daha sana gelmemiştir. Ama ensende bir soğukluk hissedersin. Aklına ilk düşen, bu sefer kim öldü sorusunun dayanılmaz yankısıdır. Bu sefer kim öldü?

Telefonu açınca bir suskunluk olur. Derin bi soluk çekersin. Soluğu vermek sanki ölmek demektir. İnce duru bir ses selamlar seni. Yaşamı yüklenmiş ses hıçkırıklara boğularak bir isim fısıldar. Sahiden canını yakan işte budur. Senden bir can kopmuştur. Senden bir nefes. Ama hala sıcaktır bedenin. Hala çarpar kalbin. Hala acıkırsın, susarsın, birine sarılmak istersin. Derin boşluk sararken seni, geçmişteki keşkeler koşar imdadına. Dersin her şey ne kadar boş. Çalışmalar, çabalamalar, yitik sevdalar, hırslar, yalanlar, dolanlar. Yüzüne bir tokat gibi çarpan hayata serzeniştir. Yaratıcıya belki ince bir sitem!

Aynı şehirde soluk alıp verdiğimiz ama uzun zamandır nefesine nefes katmadığımız insanlar vardır. Oysa yaşamı birlikte yürürsünüz. Üzeriniz de emeği çoktur. Her zaman eli omzunuzda olan gerçek dosttur. Ölüm çaldığında kapıyı sadece bir telefon zili kalır ondan geriye. Yüreğiniz kanar işte o anda. Paylaşılan her an geçen yüreğinizden bir bir. Oysa giden gitmiştir. Oysa giden sizsinizdir. Bir ana sıkıştırılmış paylaşımlar, geleceğe taşınamamıştır. Soluk bitmiştir. Hem gidenin, hem de kalanın. Soluk bitti.. Ölüm saati işte o andır.

Her ölüm aslında hesabın başlangıcıdır. Ağlamalar aslında kendinedir. Yaşarken kendinden gidişlere isyandır. Ölüm aslında kendine gelmektir bir anlık. Yüzleşmek! Bir adaya düşmek belki. Giderken yanımıza alacağımız ayrılıklar vardır. Tüm ömür boyunca kaçtığımız ve bir türlü yüzleşemediğimiz ayrılıklar. O adaya gitmek gerek. Tüm ayrılıkları alıp gitmek. Kavuşup geri gelebilmek mümkün mü? Bilmiyorum.

Bu gün ıssız bir adaya düştüm ben. Yanıma tüm ayrılıklarımı aldım. Unuttuğum bir ben vardı. Onu uyandırdım. Giyindim kendimi. Rüzgar sardı beni. Aktı iki damla yaş. Hala soluk alıyorum. Yaşam yolunda yürüyorum. Kronolojik sıraya dizdim ayrılıklarımı. Geçmiş zamana sarılmış mezar taşları..

Nisan bu; Zalimdir! Doğarsın. Çok acı vardır yüreğinde kimse bilmez. Çünkü bize acıyı paylaşmak öğretilmemiştir. Acı yürekte gizlenir. Acı mahremdir. Mutluluk paylaşılır ki insanlar gönensin..

Giydim ya kendimi.. Uyandırdım ya kendimi. Acıya gelmedim. Acıtmaya gelmedim. Bu benim öğretime haksızlık olurdu. Yaşama! Yürüdüğüm yollara! Yaşamıma zenginlik katan insanlara.. Bugün yitirdiğim tüm canlarıma aldığım soluk armağan olsun.

Doğuma ve ölüme! Nisan zamanlara..

Allah rahmet eylesin. Zaman nedir ki? Bir gün kavuşacağız. Bir gün! Bir gün.. O zamana dek bir adaya düşünce ben yanımdasınız. O ada zaten soluktur!

Dün geceden beri çok canım yanıyor. Selahattin Şenol’un anısına yazıldı bu satırlar. İsmini belki siz şimdi duydunuz. Ben de emeği çoktur. Hoca’mdı benim! Abi’m! Dertleştiğim! Güldüğüm! Yedi yıllık esaretimde yanımda olan ender insanlardandı.. Sabah kahve içtiğimdi. Onca makale yazdık birlikte. Daha yeni bir kitapta bölüm yazdık beraberce. Kaç çocuğun ruhuna dokundu Allah bilir. Babaydı o! Eşti! İnsandı! Çok seveni vardı. Dağ gibi adamdı. Bir nisan günü çıkıp gitti. Aslında yazacak daha çok sözümüz vardı. Hakkını helal et Selahattin Abi! Sadece bir kaç damla göz yaşım ve verebildiğim sadece bu satırlar.

ALLAHA EMANET OL!
KENDİN GİBİ KAL ORALARDA..
BENİM SEVDİKLERİME SELAM SÖYLE.
TÜM SEVDİKLERİME SELAM SÖYLE!
NİSANA KIZMA..
NİSAN BU ZALİMDİR!
HOŞÇA KAL SELAHATTİN ABİ’M!
HOŞÇA KAL!


* Üzerinden tam 1 yıl geçmiş... Sabah içim titredi.
Ömrün en üretken çağında 40'lı yaşlarda uzağa gitti..
Bugün bu satırlardan geçen herkes yaşamındaki en mutlu anı düşünsün.
Benim biricik SELAHATTİN ABİM için.
Mutluluk benim bildiğim en güzel duadır çünkü..



HER ÇOCUĞUN BİR MASALI OLMALI KİTAP KAMPANYASI DEVAM EDİYOR..


7 yorum:

İDEA dedi ki...

Bu duaya AMİN diyerek geçip gidiyorum satırlar arasından.Ama müsadenizle bir kaç kelemiye yanımda götürmek istiyorum.

beenmaya dedi ki...

başın sağolsun. Allah rahmet eylesin...

böylesi zamanlarda iyi çekmeyen bir radyo gibi hissederim kendimi. hani ara ara bağlanırsın hayata devam etmektedir sonuçta ama sürekli bir cızırdama, sürekli tam olarak çekmeme hali...

-mka- dedi ki...

En mutlu ânım, spontane bir serserilikle:

Yolda görülen boş bir plastik su şişesinin ağzına sağ ayağın ucu ile dokunup havaya kaldırırak, sol ayakla yapılan "yumuşak bir plâse" ile şişeyi, büfenin yanında bulunan karton kutuya sokmak; ve orada bulunan 4-5 yaşlarında minik bir kızın ellerini çırpıp, gözlerini kocaman açarak çığlıklar atmasına sebep olmaktı, sanırım..

Binlerce seyircinin önünde, son dakika golüyle kupayı takımına kazandıran futbolcu mutluluğuyla eşdeğerdir benim için..

Belki de artık güzel bir duâ..

Allah rahmet eylesin..

-mka-

uğur erhan dedi ki...

Gidenler çok uzağa gitmez (senin gibi), onlar bizlere bir ölüm kadar yakındır.

Uğur Erhan

Uzağa Giden Kadın dedi ki...

Yüreğinden geçen mutluluğu bir nefes olarak bu satırlara bırakan herkese bir dua olsun bu günaydın..............

GÜNAYDIN!

elegimsagma dedi ki...

merhaba,
her nisan'da benim de aklima gelecek selahattin hoca. cok guzel hatirlayacak, cok guzel anacagim onu, sevgiyle..

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Nisanı suçlayamazsın ki,
bende suçlu eylül var, suçlu şubat var.
Selehattin abinin ruhu şadolsun.
Kelimelerinin arasına girdiğimde başka bir dünyadaydım sanki.
Ayrıca gece çalan telefon sesi de beni herzaman korkutur.
Sevgiyle kal...