SANA MUALLA PİŞİRDİM


Kim söylemiş beni
Süheyla'ya vurulmuşum diye
Kim görmüş ama kim Eleni'yi öptüğümü?
Yüksek Kaldırımda güpe gündüz
Melahat'i almışım da sonra
Alemdar'a gitmişim öyle mi?


Dün gece şöyle bir patlıcan olsada yesek dedin ya içime battı. Patlıcan’ı çok severmiş benim canımın içi. O zaman bende sana “MUALLA” pişireceğim pazartesi pazartesi. Yöresel adıyla MAALLE. Antakya dolaylarından gelen bu yemeği sadece Senin için, sevdiğin ASİ kadın pişirdi. Üzerine bir de şarkı söyledi...

Bir su bardağı kadar yeşil mercimek derin bir tencereye konur. Tamam tutumluyum. Eeeee ne de olsa memur çocuğuyum. Sana patlıcan yedireceğim. İlk defa benimle yiyeceğin unutulmaz bir yemek daha olacak. Bekle!

İki yemek kaşığı zeytinyağında can bulmak üzere mercimekler tencerede şimdi:))))) Daha fırın yok. Az bekle. Sonra bir orta boy kuru soğanı, iki adet yeşil biberi ve iki adet domatesi kuşbaşı olarak doğrayalım. Doğradığımız sebzeleri mercimeğin koynuna saklayalım. Yemeğe tat vermesi amacıyla biraz kuru nane ve bir çimdik tuz koyalım. Bu karışımı birazcık dinlendirelim.

Kimin bacağını sıkmışım tramvayda?
Güya Galataya dadanmışız
Kafaları çekip çekip orada
Alıyormuşuz soyuğu
Onu da sonra anlatırım...


Sonraaaaaaa senin ellerin gibi uzun, benim ellerim gibi narin olan patlıcanları dolaptan çıkartalım. Çok değil ama, ikimize yetecek kadar olsun. Yemeğe kimse gelemsin. Anca bize yetsin:) Dur kafam karışmasın... Ciddileşeyim, yemek tarifime döneyim. Güzelce yıkanan patlıcanlar şerit halinde Gaffur/Gaffuriye pijama:))) şeklinde kesilir. İşte bu esnada bir Sümerbank’ın ruhuna bir Fatiha okunur. Gaffur/Gaffuriye haline getirilen patlıcanlar uzunlamasına kesilir.

Sonra dinlenmiş mercimek ve sebze karışımının üçte birilik kısmı tecereye ince bir tabaka halinde dökelim. Sonra Gaffur/Gaffuriye patlıcanları boylu boyunca mercimekleri kapatacak şekilde döşeyelim. Sonra kalan mercimek ve sebze karışımıyla patlıcanların üstünü örtelim. Patlıcanlar mercimeklerin arasında kaldı:))))))))))) Kaç katlı olsun bizim mercimekli patlıcan. Sen söyle. Canın ne kadar yemek isterse o kadar katlı olsun. Son olarak bir yemek kaşığı dolusu nar ekşisi koyalım. Kısık ateşte bir saat pişirelim. Bu yemekte herşey çiğ. Hepsi aslı gibi geldi. Pişerken BİZ oldular.

Afiyet olsun!

Ya o Mualla'yı sandala atıp
"Ruhunda Hicranını" söyletme hikayesi...
Geç bunları, anam babam geç bunları
Bir kalemde
Bilirim ben yaptığımı..




11 yorum:

beenmaya dedi ki...

yemek mi tarif edildi, aşk mı sevgi mi bilemedim ama çok lezzetli olduğuna eminim :)))

Belgin dedi ki...

Pek güzel olmus, elinize saglik:)) Ben bu tarifi caldim, bu hafta kendim yaparim artik:))
Sevgilerimle

nehiro dedi ki...

O BİZDEN BİZDE YEDİK,
SİZ OLDUK...
HA ONLAR MI?
ONLAR HEP VARDILAR...

Evren dedi ki...

tut ki yaptım ben bu tarifi olmaz ki tadı seninkisi gibi
aşk eksik kalır bende elimden gelir söylesene :)))

uğur erhan dedi ki...

Bu sigara içmeyenler neden patlıcan yemeklerini çok severler ve yerler.

Çünkü onlar bizden çok daha fazla nikotin bağımlısıdırlar. Patlıcan=nikotin demektir.

Benden tavsiye patlıcan yerine siz sigara böreği yemeye gayret edin.:))

Uzağa Giden Kadın dedi ki...

:))))))))

Bu yemek benim tarafımdan hiç pişirilmedi. Antakya yemeklerinin ikram edildiği bir sofrada bulunduğum sırada tattığım eşsiz lezzetlere biraz hayal gücü kattım ve yazdım!

Yemeğin tadı da galiba burada. Tuz kadar, hayatta bulaşsın aşlara. Yoksulluk sadece parasızlık değil çünkü..

Gökten üç elma düşer!
Tarifi verene, yazana ve evinde bu yemeği pişinin başına.....

uğur erhan dedi ki...

İyide yemeği yiyenin başına da taş mı düşecek.

Maryjade dedi ki...

aşk mutfakta pişer!...

Emel Kunt dedi ki...

"ya o Muallayı sandala atııpp" şeklinde mırıldanarak pişirdim bu akşam:)

Uzağa Giden Kadın dedi ki...

Yemeği yiyenler tencerenin içine düşsün:)

Aşk mutfakta pişer... Ne hoş tanımlama.

Yemeği pişiren sevgili Emel gelip nasıl olduğunu söylerse akşama bir tarif daha yazabilirim...

Emel Kunt dedi ki...

valla tencerenin içine düşecektik neredeyse:) o kadar güzeldi:)