ÜÇÜNCÜ GÖZÜN NERENDE OLSUN?

Klasik bir öğle arası. Her öğlen olduğu gibi "zorunlu eğitim" saati. Bir konferans dinlememiz gerekiyor. Serde, çıkıp gitmek var, ama zorunlu olarak kalmak gerekiyor. Ilık bir bahar günü kapalı bir mekanda, hiç ilgilenmediğim bir konuda uzun bir konuşma dinlemek istemiyorum. Bir şeyler atıştırdıktan sonra AYS, Ateş ve ben nefes almak için dışarı çıktık. Nazilli bardakları gibi dizildik yanyana. Ateş ve ben bir fırsat kolluyoruz bu zorunlu eğitim saatinden kaçmak için. Ancak, başgardiyan AYS’ın baskısıyla ilerliyoruz konferans salonuna. "Ben gidecektim" diye serzenişte bulunuyorum. Durgun bir sesle "Nereye?" diyor. Yanıt vermiyorum. Oturuyoruz. Konuşma başlıyor..

Hiç alakam yok ortamla. "Bir saatlik, zihinsel yolculuğuma başlıyorum" diye mırıldanıyorum. "Emeğe saygısızlık olarak almayın lütfen. Zorlama mesayi bu kadar olur" diye ekliyorum. İşte tam o anda "Merhaba" sesi yankılanıyor salonda. Bu ilk ses beni tetikliyor. Tüm düşüncelerimden sıyrılıp, dik oturuyorum. Dikkat kesiliyorum. "Kim bu yaaaaaaaaaaa????" diye fısıldıyorum. AYS şaşkın, şaşkın bana bakıyor. "Ne oldu" diyor? "Sesi hüt hüt kuşuna benziyor bu adamın" diyorum. "Fagot sesli adam yani" diye ekliyorum. Gülüyor. "Töveeeeeeeeeeee" diyor. "Adam 100 yaşında be" diyor. "Adamın sesinin tonuyla, yaşının arasında nasıl bir ilişki var?" diyorum. "Ses yaşlanır mı? Ben, hiç böyle bir şey okumadım" diyorum. Anlamsız birbirimizin yüzüne bakıyoruz, sırıtıyoruz. "Sorduğu soruyu duydun mu?" diyorum. "Yok" diyor. "Ne dedi? Konuşmandan dinleyemiyoruz ki fagot sesli adamı" diyor, basıyor sessiz kahkahayı AYS. Bu arada adam 100 yaşında değil, taş çatlasın 55 falan ayrıca. Cami yıkılmaya yüz tutmuş ama :) Adamın anlattığı konu, kes kel alaka bu satırlara. Ama soru soruş biçimi çok güzel. Konuya girişi, çok güzel. Sesi çok güzel.

Üçüncü bir gözünüz olsa, nerenizde olmasını isterdiniz? diye başlıyor söze hüt hüt kuşu sesli adam. Salonda bir hareketlenme başlıyor. Bir sürü yaratıcı yanıt geliyor. Her zaman yanımda oturduğu için Ateş’in verdiği yanıtı duymak zorunda kalıyorum. Her yurdum erkeğinin düşünebileceği şeyi bu satırlara yazmayacağım. O zaten bu satırları okuyunca yorum bölümünü şenlendirecektir. Aramızdaki ateşkes bozulacaktır!

Yetmişli ve iki binli yıllarda doğanlara sormuşlar üçüncü bir gözünüz olsa nerenizde olmasını isterdiniz diye. Darbe ardından sindirilmiş bir neslin çocuklarının verdiği cevaba ben hiç şaşırmadım. Yetmişli yıllarda doğanların hemen hepsi, yanlış anımsamıyorsan %83'ü üçüncü gözüm arkamda olsun demiş. Eeee çok doğru arkayı kollamak lazım. İki binin çocukları ise üçüncü gözüm parmağımda olsun demişler. Böylece her yeri görebileyim. İşte budur: Her şeye hakim olmak. Bilgiye hakim olup hiçbir şeyi gözden kaçırmamak. Çocuklara bak, biz bu çocuklarla tabi baş edemeyiz. Çünkü, hala arkamızı kollama derdindeyiz.

Hüt hüt kuşu sesli adam sonra konuşmasını sürdürdü. Düşündüm sonra ben gittim ötelere. Beş duyusunu yöneten bir organın yani çok sevgili beyinin sadece % 10’nunu kullanan bir canlıya yeni organlar eklemek neye yarar ki. Hiç materyalistçe bakmıyorum olaya. Etraf akla zarar mutant insancıklarla doluyken ne materyaliz mi? Zihin-beden ikilemi burada ne ki..

Şimdi bir üçüncü kulak, ikinci ağız, beşinci el, dördüncü bacak isteyen; hermafrodit olmaya özenen insanlar çıkarsa ne yaparız diye düşündüm. Herkesin onlarca kalbi var zaten. İçine insan tepmekten, kalp kan pompalayamaz oldu. Kurban olduğum Frankenstain Yaratıcı'ya bu kadar mı kaş kaldırılır ya? Alsana bir göz daha söyle nerende olsun!

Ben bunları düşünürken konferans bitti. Salondan çıkarken hüt hüt kuşu sesli adama son bir kez daha baktım ve mırıldanmaya başladım...





Bird on a wire Leonard Cohen
Yükleyen rozenfelds - See the latest featured music videos.

10 yorum:

Adsız dedi ki...

Çok güzel yazmışsın ....Düşünce ve duygularını doğal bir biçimde günlük konuşma diliyle vermen anlatımına güzellikler katmış...Bu durum biz okuyucuya olayı yaşarmış gibi bir izlenim verdirmiyi sağlamış..Kutlarım....

Delfina ; dedi ki...

O tip konferanslarda uzun süre dayanmak çok zor oluyor gerçekten.ama sende neler hatırlatmış bu konuşma :) 3.göz cevapları da çok mantıklı.Şimdiki neslin gerçekten çok özgür olduğunu gösteriyor aynı zamanda değil mi?

y. dedi ki...

aslında yeni bir duyu organı istemezdim ,mevcutların sesi bile yeterince can yakıcı.çok vurucu yazmışsın yine.

Evren dedi ki...

ben nazilli bardağı gibi dizilmenizi takdir ettim, 100 yıl şu hayatta kalma şansınız var, son çıkan haberlere göre...nerenize ne istersiniz bilemeyeceğim tabi :))

beenmaya dedi ki...

küçük bir çocuğun cevabı parmağımın ucunda şeklindeydi nasıl ama :)))

bu arada canım o konferans sırasında senin diğer yanında oturuyor olmayı istedi. ha konuşucaklarımızın haddi hesabı olmazdı zaten :)))

absalom dedi ki...

ses yaşlanır mı?

Ateş Böceği dedi ki...

Kalp gözü versin Allah herkese kalbiyle görmeyen hiç kimse gerçeğin farkında olamaz gibi geliyor 5 gözü olsa kaç yazar .
hem ben var olan duyu organlarıma bile sahipçıkamıyorum bazen fazlasıyla nasıl başpa çıkacam olmaz olamaz bu iş olamaz ayy bak şarkıya daldım :):)

-mka- dedi ki...

"Üçüncü gözün nerede olsun" sorusuna muhatap olan insan, kişisel faydasını maksimum kılacak yerler arıyor hemen üçüncü göze..

("Rasyonel insan"lığın gereği sanırım ve buna -ne yazık ki- ben de dahilim)

(Belki de, "kendine faydası olmayanın başkasına faydası olmaz" düsturundan(!) hareket ediyordur, ediyorumdur; gece gece günah yüklenmeyelim şimdi..)

Üçünücü göz; hep üstümde olsun, hep beni izlesin.. Göz altında olmak ya da üçüncü gözünün, hep senin üstünde olması..

Çok enteresan "müşahedeler" çıkardı ortaya herhalde.. Faydalı olduğundan değil, meraktan istiyorum bunu..

(Merakını gidermek de fayda sağlamaksa -ki ilmî tanım bu yönde gibi görünüyor- gene döndük rasyonel insana, ne mutlu bana..

Kaçamıyorum..

Rasyonel insandan kaçamıyorum..

Rasyonel insan olarak bile, kaçamıyorum..

(Kaçtım..)

(Bâki selâmlar..)

(İyiyim ben..)

(Gerçekten..)

(Valla bak..)

(Peki..)

(Doktor olan sensin..)

-mka-

malikocas dedi ki...

ben bazen keşke bu memlketi bu haliyle hiç görmeseydim diyorum, duymasaydım okumasaydım dinlemeseydim olanları diyorum o nedenle üçüncü bir göz bana lazım değil...

yalnız duyguların rengini ezgilerin rengini görebilmek mümkün olsaydı bu gözü beş duyuma yaysınlar bir bakalım nasıl olacak o en güzel kokuları iğde ağaçlarının, limonun vs..

Adsız dedi ki...

mali_k! Bence gözlerimiz dört açıp memlekete daha çok bakmalıyız. görmediklerimizi de görebilmek umuduyla. arı bizden daha çok ses duyuyor, köpek daha çok renk görüyor ama bu bizden öteye taşımıyor onları. memlekette göremediklerimizi dediğince o güzellikler içinde görebilmek umuduyla..

-mka-!:))))))) Vallahi bende konferansı veren kişiyi dinlerken aynı hisse kapılmıştım. durduk yere şimdi beni günaha sokma diye. rasyonel insana dönüş aslında çok güzel bir konu yazmak için. düşünelim. Kendine iyi bak!

Ateş Böceği! ŞArkıyı bende çok severim. Senin için çalmış olsun. Konferansta konuşan adamın sesi de aynen böyleydi.

absalom!_ Ses bildiğimce yaşlanmaz. Tınısı hep aynı kalır. İnsanın değişmeyen sabitlerinden biridir.

beenmaya!_ o konferansta seninle yanyana otursaydık sessiz kahkahalarımız salonu inletirdi. çok güzel zman geçirirdik.

Evren_ Demek Nazilli bardağını sevdin:) O halde sana diğer yörelerden dizilme tanımlamaları sütlü sini, çıracının odunu gibi dizildik bekliyoruz. 100 yıl yaşamak... Bilemedim!

y!_ Mevcut organlarımızı yeterince kullanbilmek bilinine kavuşmak. Belki bir gün olur..

Delfina!_ Bazen oturmak öyle büyük bir işgence oluyor ki.... Dedim ya bir işi zorunlu yapmak! Ve şimdiki çocuklar gerçekten bir harika. Dilerim onlara ayak uydurabiliyoruzdur.

Kerim!_ Çok teşekkkür ederim. Geribildirim almak gerçekten çok önemli bir şey. İlerlemek, gelişmek ve değişmek için. Dilerim ilerleyen zamanlardaki ayzımlarım içinde aynı hissi duyarsınız.

Selam vermeden gelip geçenler
Sessizce seslenenler
Üçüncü gözü olup da demeyenler
Göz istemem diyenler
Yüreğinizden ve aklınızdan geçen herşeyin gerçekleşmesi dileklerimle.. Hayırlısıysa!