KEDİ, KADIN, ADAM ve ALIŞMAK - IV




Boncuk! Canım! Biriciğim! Sesleriyle uyandım.. Adam ve Kedi yerde yuvarlanmanın bin bir çeşidini gösteriyorlar. Aşk işte bu! Nasıl güzel gülümsüyor Adam.. Kedi de öyle.. Hayatımda duyduğum en güzel müzik: Kahkahadır. Kedi ve Adam’ın kahkaha serenatı.. Bu bir aşk dansı! Gülen ve ağlayan Kedi! Kediyle uyuyan Adam.. İzlendiklerinin hiç farkında değiller. Öyle özgürler ki.. Öyle güzeller ki.. Öyle aşk dolular ki.. Adam ve Kedi! Aralarında bir büyü var.. Ama aralarında bir de büyü bozan var..

Derken büyü bozuldu.. Adam beni gördü! Usulca Kedi kızı koydu yere.. Yanıma geldi.. Günaydın dedi usulca. Burnuma bir öpücük kondurdu. Beni büyük bir kedi sanıyor. Keşke! Keşke beni büyük bir kedi sansa.. Böyle sımsıkı sarsa. Böyle özgür sevse.. Ve bu sonsuza kadar sürse.. Boncuk arkada kaldı.. Nasıl bakıyor.. Hüzünlü bir aşk şarkısı gözleri.. Kedi ağlıyor..

Adamın ardı dönük.. Bozkırın kızına “günaydın” diyor.. Bana! “Dudakların kurumuş.” Kurur tabi öpmedin ki diye belli belirsiz mırıldanıyorum. Duydu sanki! Duymuş! Eğer böyle uyandırılacaksam ben, hep bu koltukta uyuyayım.. Sonra sana uyanayım. Sen bana günaydın de! Konuşmak gelmiyor içimden gülümsüyorum. “Seni uyumaz bilirdim ben!” diyor. “Tembellik hakkımı kullanmak istiyorum diye fısıldadım. 32 yıllık bir birikimim var." “Öyle mi?” Nasıl güzel gülümsüyor. Nasıl tatlı. Battaniyenin altına girdi. Sarıldı bana sımsıkı.. Hadi uyu! Bu nasıl güzel bir duygu. Sıcak, sımsıcak bir Adam. Kalbiyle gören! Saran! Güven veren! Tembellik etmeme izin veren! Bu gerçekten miyop.. Ben kadınım, beni kedi sanıyor.. Bendeki saç o taç sanıyor! Beni harbi mitolojiden biri sanıyor… Sansın! Ne zararı var.. Öyle güzel gülümsüyor ki! Gamzelerine kaçtım adamın.. Dudaklarımı yapıştırdım dudaklarına öyle uyudum. Üç yaşında bi kız çocuğu ağzında emziğiyle uyur gibi. Yaş üç otuz üç ama.. Olsun!

Boncuk çok sessiz. Kırgın! Küskün.. Nerde! Miyav, miyav, miyav.. Derken “zorro” Adam ıslık çaldı.. Birden ses kesildi.. Kedi tam ortamıza girdi.. Kara değil ki, sarı kedi! Çekil ardan be Kedi.. Alçak kedi.. Kötü kedi.. Emziğim dudağımdan gitti.. Anne diye ağlarım bak.. Adam iki kadın arasında! Gülümsüyor.. İstersen dışarıda kahvaltı edelim diyor.. Yok diyorum.. Peynir ve yumurta var mı? Var! Hadi siz uyuyun diyorum.. Terlik giysene diyor bana.. Yok, alış ben hep yalın ayak gezerim diyorum! Ya hasta olursan diyor.. Gülümsüyorum!

Ekmeklerin üzerinde rendelenmiş peynire bulanmış yumurta.. Fırın 230’ a ayarlanmış.. 15 dakika sonra sahte börekler tabakta.. Tavşan kanı çaylar ince belli kızılar da.. Domatesler kesildi.. Zeytinler kekiklendi.. Vişne reçeli bile sürüldü kızarmış ekmeklere.. Ben daha önce bu eve hiç gelmedim dimi.. Eminim! Geldim mi? Beynim kalbimleşme.. Aşk işte! Sonra seslenildi.. Önce Boncuk çağrıldı! Islık çalmayı unutmamışım Allah’tan! Sonra iki yaramaz görüldü kapıdan.. Sofraya baka kaldılar.. Adam inanamadı. Geldi.. Nasıl öptü beni.. İçim doydu! Ama sen beni böyle öpersen ben cebimden çıkartacağım yüzükleri be Adam! Vallahi terlik giyeceğim.. Ayağımı uzaktan keseceğim.. Söz kök vereceğim..

Yemek yemeğe koyulduk. İştahla yediler.. Kedi ve Adam. Ben size yaparım türlü türlü yemekler.. Buna alışabilirim.. Ama bir kediyle uyuyabilir miyim? Tam aklımdan geçerken bunlar Adam konuştu.. Ben 4 günlüğüne Dubayi’ye gideceğim Boncuk’a bakabilir misin?

Kedi ve Kadın! Şimdi Adam’ın arasındaydı.. Peki şimdi ne olacaktı..

Hiç yorum yok: