ÜÇ GELİNCİK


Çılgın adam! Telefonun öbür ucundan haykırıyor yatak odamıza harika bir resim aldım diye. Yüzüm kıpkırmızı oldu iş yerinde gün ortası. Dünyanın öbür ucundan neleri düşünüyor..

İşi erken bitmiş uzaklarda. Çok görmek istediği bir sergi varmış. Atlamış metroya, onca yolu gitmiş. Nasıl da heyecanla anlatıyor. Üzülme birlikte de gideriz sonra diyor! Sergi seni beklemez ama.. Hemen gelmen lazım! Resimler çok güzel. Sana yazdığım, sabah usulca kulağına söylediğim son şiiri düşündüm hep dedi. O şiiri mırıldandığımda sanki yanımdaymışsın gibi geliyor. Seni daha bi seviyorum diyor. Nasıl bi adam bu? İnsana kendini bi gelincik gibi hissettiriyor.

O çok sevdiğin resmi gördüm dedi heyecanla. Sonra galerinin sahibiyle sohbete başladık. Seni anlattım kadına! Çinli bir kadına seni anlattım! Hangi dilde mi anlattım. Aşk diliyle seni anlattım kadına. Dinledi! Sadece yüzümdeki seni çözmeye çalıştı. Ruhumda nasıl dans ettiğini gördü. Soluğumun nasıl hızlandığını. Seni nasıl sevdiğimi gördü kadın! Sen boylarında. Senin gibi zarif. Ama sen nazeninsin! Kimse sana benzemez! Yok sen kimseye benzemezsin aşkım! Karım! Çok özledim seni.

Eşim gelinciklere bayılır dedim. Altı aydır uzaktayız. O hala okul yollarında. Yeni bir hayali var onu araştırıyor. Hatta çok önemli bir temel bilim kitabında üç bölüm yazdı. Kitap basıldı! Hayaliydi bu onun. Kitapsız ölmeyeceğim derdi bana. Karım! Okula gitmiş bugün, Hocası onun elini sıkmış. Benim karım dedim. Böbürlendim. Kadın şaşkınca baktı yüzüme. Aşığım dedim. Gelincikleri çok sever dedim senin için. Ben düğünleri sevmediğim için biz bir koyda evlendik. Ayaklarımız çıplaktı. Deniz ayaklarımıza dokundu. Biz o koyda güneşi batırdık. Oğlumuz Deniz o koyda bize armağan verildi. Gelin olurken karımın saçlarında gelincikler vardı. Bembeyaz gelinliğin içinde maviye sakladım ben onu. Karım çok güzeldir dedim. Gözlerimden yaş aktı.. Çinli kadın da ağladı!

Derin bir nefes aldım..

Konuşma dedi. Çok özledim seni. Resimde anne, baba ve çocuk gelincik var. Sana bakan benim. Yanımda elimi tutan ve açmamış olan Deniz. Mayıs’ın koynuna sakladığımız oğlumuz! Cebimde kaç lira olduğunu bilmiyorum! Hayat dediğin en ki. Sevişmeyi özledim. Seni çok özledim. Güldüğünde yüzünde beliren gamzenin içinde dolaşmayı özledim! Deniz bebeği hissetmeyi özledim! Uzaklardan yoruldum! Seni çok özledim. Memleketimizi özledim. Artık başka coğrafyalarda yürek gezdirmeyelim. Çinli kadından resmi aldım! Seni gösterdim ona. Cebimden resmini çıkarttım! Kadın sana baktı.. Çok genç dedi!

Siz ikinizde çok gençsiniz. Sanki yüzyıllardır çağlayan bir sevginiz var. Benim eşim beni daha çok sever dedim. Bakın siz bile onu görmeden bu gelinciği çizdiniz. Yaşamda hiç bir şey tesadüf değildir. Ben onu aldım. Karıma Nisan armağanı vereceğim!

Seni seviyorum gelincik. Üç gelincik aldım bize. Aslında üç buçuk gelincik. Bahar’ımız da var bu resimde. Deniz’i öpüyorum! Yüreğimdesiniz. İşine dön..

Nasıl işimi yaparım sensiz? Kitap bölümlerini görmen lazım. Deniz karnımı tekmeliyor dokunman lazım! Benim en kısa zamanda sana gelmem lazım. Üç gelincik artık kavuşmamız lazım.


Seni çok seviyorum!


Hiç yorum yok: