sigaramın dumanına sarsam saklasam seni
sigaramın dumanına sarsam saklasam seni
gitme gitme gittiğin yollardan dönülmez geri
gitme gitme el olursun sevdiğim incitir beni
Seni seven başka kadınlar da var! Seni hala seven kadınlar onlar. O kadınların yürekciklerinin bir odasında senden izler var. Bi gün o odaların kapısı aralanacak. Anılacaksın! Özlemle kucaklanacak, belki sitemle karşılanacaksın. Ruhlarında kelebekler uçurttuğun kadınlar bi gün sana koşacaklar. Düşüncelerinde yine sana kavuşacaklar. Senin kadındı onlar. Seni seven kadınlardı. Hepsi hala soluk almaktalar. Kim bilir belki hala sen diye bi umutları var!
yokluğun ah yol yol olsa uzasa unutmam seni
yokluğun ah yol yol olsa uzasa unutmam seni
gitme gitme gittiğin yollardan dönülmez geri
gitme gitme el olursun sevdiğim incitir beni
Seni benden daha iyi tanıyan kadınlar var. Çocukluğunu paylaştığın kadınlar onlar! Çocuk oyunlarında birlikte büyüdüğün, evcilik oynarken kendine eş yaptığın kadınlar! Bisikletinin terkisine atıp dünyayı yoluna serdiğin.. Çocukluğunun geçtiği o sarı evde seninle birlikte küstüm yastığına baş koymaya and içmiş kadınlar onlar. Bi uçurtmanın ipini birlikte tuttuğun, gözlerinle seviştiğin ilk kadındı onlar.
Sonra... Aynı sırada oturduğun, sadece ona yazılar yazdığın, resimler çizdiğin, yollarını gözlediğin kadınlar var. Yeni yetmelik zamanlarında camına taş attığın, sokakta yüreğine düştüğün kadınlar onlar. İlk öpücüğün yürek sarsıcı heyecanı tattığın kadınlar. Ailene diklendiğin, arkadaşlarını yok saydığın zamanlar. Sevda başına vurmuş. Onlar gelin olup giderken, bi duvarın ardına gizlenip “ben sevdim eller aldı niye ben öksüz müyüm” diye inlediğin kadınlar onlar..
Duvağının teline takıldığın kadınlar var. Seni seven, senin sevdiğin kadınlar onlar. Uğruna dönülmez yollara girdiğin.. Bi roman kahramanı sayıp, kulelere hapsedilmiş hayatlarını sırtlandığın kadınlar onlar. Yüreğine yüzük takmayı başardığın kadınlar..
Yüreğine dokunan kadınlar var. Zihninde taşıdığın.. Tahir ve Zühre olduğun kadınlar! Günahına girdiğin, günahları olduğun kadınlar onlar! Tutkudan seni deliye döndüren, elini ayağını bağlayan, seni hiçleştiren kadınlar var. Bi bedene sıkıştırılmış bi hayatı soluduğun.. Dizinde yattığın, aşına ortak ettiğin, gözlerinde gülümse olduğun kadınlar. Elleri başak, gözleri deniz, yürekleri kadın olan kadınlar onlar
Bi de senin bile bilmediğin sevgilerine teğet geçtiğin kadınlar var! Belki yüzlerine bile bakmadın. Sevdalarının kokusunu duymadın. Ama seni bi ömür boyu yüreğinde taşıyan kadınlar onlar.
sigaramın dumanına sarsam saklasam seni
gitme gitme gittiğin yollardan dönülmez geri
gitme gitme el olursun sevdiğim incitir beni
Seni seven başka kadınlar da var! Seni hala seven kadınlar onlar. O kadınların yürekciklerinin bir odasında senden izler var. Bi gün o odaların kapısı aralanacak. Anılacaksın! Özlemle kucaklanacak, belki sitemle karşılanacaksın. Ruhlarında kelebekler uçurttuğun kadınlar bi gün sana koşacaklar. Düşüncelerinde yine sana kavuşacaklar. Senin kadındı onlar. Seni seven kadınlardı. Hepsi hala soluk almaktalar. Kim bilir belki hala sen diye bi umutları var!
yokluğun ah yol yol olsa uzasa unutmam seni
yokluğun ah yol yol olsa uzasa unutmam seni
gitme gitme gittiğin yollardan dönülmez geri
gitme gitme el olursun sevdiğim incitir beni
Seni benden daha iyi tanıyan kadınlar var. Çocukluğunu paylaştığın kadınlar onlar! Çocuk oyunlarında birlikte büyüdüğün, evcilik oynarken kendine eş yaptığın kadınlar! Bisikletinin terkisine atıp dünyayı yoluna serdiğin.. Çocukluğunun geçtiği o sarı evde seninle birlikte küstüm yastığına baş koymaya and içmiş kadınlar onlar. Bi uçurtmanın ipini birlikte tuttuğun, gözlerinle seviştiğin ilk kadındı onlar.
Sonra... Aynı sırada oturduğun, sadece ona yazılar yazdığın, resimler çizdiğin, yollarını gözlediğin kadınlar var. Yeni yetmelik zamanlarında camına taş attığın, sokakta yüreğine düştüğün kadınlar onlar. İlk öpücüğün yürek sarsıcı heyecanı tattığın kadınlar. Ailene diklendiğin, arkadaşlarını yok saydığın zamanlar. Sevda başına vurmuş. Onlar gelin olup giderken, bi duvarın ardına gizlenip “ben sevdim eller aldı niye ben öksüz müyüm” diye inlediğin kadınlar onlar..
Duvağının teline takıldığın kadınlar var. Seni seven, senin sevdiğin kadınlar onlar. Uğruna dönülmez yollara girdiğin.. Bi roman kahramanı sayıp, kulelere hapsedilmiş hayatlarını sırtlandığın kadınlar onlar. Yüreğine yüzük takmayı başardığın kadınlar..
Yüreğine dokunan kadınlar var. Zihninde taşıdığın.. Tahir ve Zühre olduğun kadınlar! Günahına girdiğin, günahları olduğun kadınlar onlar! Tutkudan seni deliye döndüren, elini ayağını bağlayan, seni hiçleştiren kadınlar var. Bi bedene sıkıştırılmış bi hayatı soluduğun.. Dizinde yattığın, aşına ortak ettiğin, gözlerinde gülümse olduğun kadınlar. Elleri başak, gözleri deniz, yürekleri kadın olan kadınlar onlar
Bi de senin bile bilmediğin sevgilerine teğet geçtiğin kadınlar var! Belki yüzlerine bile bakmadın. Sevdalarının kokusunu duymadın. Ama seni bi ömür boyu yüreğinde taşıyan kadınlar onlar.
akşam vakti sardı yine hüzünler
kalbim yangın yeri, gel kurtar beni senden
akşam vakti dolaştım sokaklarda
yırtık bir afiş, seni gördüm duvarda
Hepsi sevdi seni. En az senin onları sevdiğin kadar sevdiler hem de। Zihninde, yüreğinde hepsinden bi iz var ben biliyorum. Bazen dokunuyorum onlara başka gülümsüyorsun, bazen de ardını dönüyorsun acını görmeyeyim diye. Belki benden daha çok seven kadınlarda oldu seni. Belki bazılarını sen benden de daha çok sevdin. Seni kendi dillerinde seven kadınlar onlar. Seni bugüne getiren kadınlar onlar. Yürek zenginliğin kadınlar. . .
Şehrim kavruluyor sıcaktan. Sensizlik bu. Bozkırın Kızı, sevda çölünde kaldı. Oysa masalda mecnun, Kays oldu. Dilimde tüm bildiğim dualar! Dua etmeyi "sure okumak" sanan bi çocuğun yüreğini genişlettin sen. Sevmenin, sevdiğinin yaşama yansıması olduğunu hissettirdin. Gitmelere alışık değil yüreğim. Örtemediğim çıplaklığım, yalnızlığımla kaldım! Sensiz kaldım!
Seni seven bi kadına gittin. Zor insanı aslına döndürür derlerdi inanmazdım. Ardına bile bakmadan gittin! Gitmek senin adında gizli derdin bana. Sen Uzağa Giden'sin! Ben senle evcilleştim. Yeniden düşe daldım. Umut ettim. Ne kadar kolay gidiyorsun derdin bana. Oysa ben sana gelmiştim. Sana! Senin olmuştum! Seni sevmiştim. Geçmişin tüm yüklerini, yüreğimize katık etmiştik. Tüm hüzünleri silmiştim yüreğinden. Aramızda bi solukluk mesafeydi ömür. Aynı ciğeri soluyorduk. Her seferinde içimize gökyüzü kaçıyordu. Bi an ayrı kalsak canımız yanardı ve Sen işte "cehennem" bu derdin. Cehennem öyle kaynar ateşlerde yanmak değil sevgilim derdin. Sevdiğinden bi an ayrı kalmanın acısı düşün. Bunları söyleyen sen gittin. Beni ateşlere attın! Gittin.. Sadece gittin! Bana ne olduğunu düşünmeden gittin. Bana verdiğin her şeyi alarak gittin! Seni seven diğer kadını incitmemek için gittin. Ama bu öyle bi gidişdi ki.. Beni yerle yeksan ettin!
Seni seven kadınlar var aklımda. Senin olmuş kadınlar! Onlardaki sen var aklımda. Bi de bendeki sen var! Bendeki seni hiç bilmeyen, bilemeyecek kadınlar var! Bendeki seni hiç onlara vermeyeceğim kadınlar! Benim, seni yaşadığım gibi hiçbir zaman seni soluyamayacaklar. Varsın sen onların koynunda uyan. Onlara gülümse, günaydın de. Onlara fasülye pişir en yeşilinden. Onlarla ömrünü sür! Hatta benim düşlediğim, özlediğim, beklediğim oğullarım, kızlarım onlardan olsun. Yüreği Nisan, aklı Eylül olan çocukların olsun. Sen unutulacak kadın değilsin derdin. Unuttun beni. Sadece bi zaman hatasıydı yaşam. Sen terk ettin beni.. Aslında sen terk ettin kendini. Çünkü ben, hiç bi zaman kendimi senden ayrı tutmadım ki..
sigaramın dumanına sarsam saklasam seni
yokluğun ah yol yol olsa uzasa unutmam seni
gitme gitme gittiğin yollardan dönülmez geri
gitme gitme el olursun sevdiğim incitir beni
Melek dediğin bi kadın varmış yaşamında. Ne ağır melek gibi olmak! Ben sadece bi çiy tanesiyim. Günahkar ve tövbekarım. Çünkü ben insanım. Sadece insan! Belki bu yüzden hep terk edilenim. Uzağa Giden'im!
Kim Uzağa Giden be kuzum? Canımsın derdin! Canın nerede, ne halde be kuzum? İhanetin üzerine mutluluk olmazmış dedin kendini alıp gittin. Peki ya bana ihanetin?
Bendeki sana dokunamayacak, sevemeyecek ve bilmeyecek!
Kelimeler şahittir!
Bi de yazan kalem..
Bugün için kendime vereceğim tek armağan içimdeki Sen’dir
Ve o benimdir
Sözle, düşle, ya da herhangi bir duyuyla anlatılmaz
Ve hiç kimseyle paylaşılamaz..
İçimde kimseye verecek sevgim kalmadı!
Sevgi emekti ..
Sevgi güvendi ..
Sevgi umuttu ..
Sevgi inançtı ..
Sen giderken kendinle birlikte onları da götürdün!
Ama ben bi gün bile yüreksiz uyanmadım.
Yürek SENDİN!
SENİ SEVİYORUM!
Ve o benimdir
Sözle, düşle, ya da herhangi bir duyuyla anlatılmaz
Ve hiç kimseyle paylaşılamaz..
İçimde kimseye verecek sevgim kalmadı!
Sevgi emekti ..
Sevgi güvendi ..
Sevgi umuttu ..
Sevgi inançtı ..
Sen giderken kendinle birlikte onları da götürdün!
Ama ben bi gün bile yüreksiz uyanmadım.
Yürek SENDİN!
SENİ SEVİYORUM!
8 yorum:
Azat Olma Vakti
İki yaralı serçe kanadında
Kesişti yollarımız
İki ayrı yöne
Kanat çırpma uğraşında
İki tutuklu yürek olduk
Yaraları aynı,
Kanat çırpılan yolları ayrı
İki serçe...
Görünmez iplerle bağlı,
Hani bir adı sevgi olan
Her kanat çırpışta gerilen
Kanatan...
Azat olma vakti
Geldi sanırım ...
Hani hep derdin ya,
Baktığımız yön aynı,
Gördüklerimiz farklı diye
Oysa bakıp kanat çırptığımız
Yönler de farklıydı
Kendi mevsimlerimize
Kanat çırpıyorduk
Ekvator çizgisinde
Senin yarımkürende
Yaza gebe ilkbaharken
Benimkinde kış korkusunda
Sonbahar rüzgarları esiyordu
Sen, sıcağında kavrulma pahasına
Yazı beklerken
Ben, kıştan önceki
Son güneşli günlere tutunuyordum
Bilemedik serçe yüreğim
Bu yürek taşıyamazdı
Ne yazı ne de kışı
Nefes alışı,
Ilıman iklimlerin ortalamasındaydı
Sen yaza kanat çıptın
Ben sonbahar dinginliğine
Hani bir adı sevgi olan
Görünmez ipler gerildi
Kanattı...
Azat olma vakti
Geldi sanırım
Funda Gülseven
Neden bilmem aşağıdaki eski şiirim geldi aklıma bu yazıyı okuyunca... Daha doğrusu yazıyı tümleyen resimleri, hele ki son resmi görünce... Azat edilen bir kuş... Hem de 'seni seviyorum' cümlesinden sonra... Gidemeyeni, gidemediğimizi göndermek... Sevgiye rağmen... Aslında sevgi için, sevdiğimiz için... Onu ve kendimizi korumak için, daha fazla kanamamak, kanatmamak için... Azat olma ve azat etme vakti gelince...
Yazının geneline gelince... Anlam ve anlatıma dokunmaya çekindiğim, kıyamadığım; her satırında duyguların çağlayıp, her nokta işaretinde düşüncelerin duygulara set olmaya çalıştığı; ama olamadığı ve duygularla düşüncelerin koyun koyuna sevgiye yattıkları bir yazı bu... Kadınca bir sevgi, kadınca bir anlatım! Tüm anaç korumacılığıyla, tüm aşık yansımalarıyla, tutkunun doruğunda, şevkatin derininde... Aşk gibi... Kadın gibi... Her mevsime açan bahar gibi! Bahar özlü, bahar sözlü kadın! Yine tıkattın! Tebrikler ve teşekkürler canım!
"Abla"nın içi, yine, ince ince sızladı; o, hüzünlerin kendini/derdini anlatamamaktan kaynaklandığını sanırdı, Uzağa Giden Kadın'ı okuyana kadar!..
Sen bilirsin abla..
aşkı bu kadar derinden hissedebilmek ve her ne olursa olsun aktarabilmek... yüreğine sağlık
aşkı bu kadar derinden hissedebilmek ve her ne olursa olsun aktarabilmek... yüreğine sağlık
tüylerim diken diken oLdu içimde ince bir sızı.....uzaga giden hep ben oLdum...
yüreginize sağlık yıLLar sonra beni ağlatmayı başaran tek yazı....
"Güvenimi aldı benden, geceleri rahat uyumalarımı ve sabahlara mutlu uyanışlarımı"
ama gene de en çok onu sevdim ben,
başka kadınların da onu en az benim kadar sevebileceğini bilerek...
ve onun bir başka kadına gidişini izleyerek...
Yorum Gönder